Dünya yaratılıp canlılar var edildiğinden bu yana liderlik isteğide varlıkların genlerinde yer almıştır. Hayvanlar aleminde bu güdü çarpışma neticesinde güçlü olanın kazandığı bir liderlik olagelmiştir. İnsanoğlu yaratıldığı andan itibaren, son peygamber MUHAMMED (sav) e kadar peygamberler gönderilmiş; bu peygamberler (tümüne selam olsun) insanoğlunun nasıl yaşaması gerektiğini ALLAH'tan (cc) aldıkları vahiy ve uygulamaları ile insanlığa bildirmişlerdir. İmtihan yeri olan dünya sonsuz ahiret hayatımıza açılan bir geçiş kapısıdır. Gideceğimiz yer Cennet veya Cehennem olacaktır. (ALLAH cc hepimizi cehennem azapından uzak etsin amin) İnsanoğlu kavimlere bölündükten sonra liderliklerini kavmin ileri gelenleri üstlenmiş, Günümüzde ise toplumların seçimle başa getirdiği akıl beceri ve cesaret vasfını bir arada bulunduran kişiler tarafından yapılmaktadır. Yönetim biçimleri genel çerçeve açısından aynıdır. Türk kavminin Atası Oğuz Han ve soyu tarih boyunca onlarca devlet kurmuş, bağlılık cesaret ve bilgelikleri ile dünyanın gidişatına yön vermişlerdir. 1900 lü yılların başına kadar bu durum böyle devam etmiş, lakin nefsinin kölesi haline gelmiş kişiliksizlerin şahşi menfaatleri uğruna yaptıkları ihanetler neticesinde irade zayıflamış, ve bu gün gelinen noktaya gerilenmiştir. Siyaset toplumların gidişatına yön vermektedir; azı yönetmek kolaydır. lakin çoğu yönetmek zordur. bu sebepten dolayı seçimle iş başına gelen siyasetcileri seçerken kılı kırk yarmalıyız. siyaset liderlerin karakter yapılarına göre şekildiğinden, liderler alt kadrolarını oluştururken seçmenlerinin güvenini kaybetmemeleri için aynı düşüncelere sahip, aynı iredeyi taşıyan samimi ve şuurlu kadroları işbaşına getirmelidir. Bu yapıyı bir insan vucudu şeklinde düşünürsek, tüm uzuvların sağlıklı olması gerekmektedir; hastalıklı organ vucudun sağlıklı işlemesine engel olacaktır. Yönetimlerde başarılı olmanın ''sırrı'' şuur ve samimiyetle alakalıdır. Yöneticiler halkla ne kadar bütünleşir ve kendilerini ulaşılabilir hale getirirlerse başarısız olmaları imkansızlaşır. Bizim toplumumuz yüz yıla yakın vakittir esir edilememiş, lakin baskı altında tutulmuş bir toplumdur. Bu süre zarfında hafızamız silinmeye inancımız yok edilmeye çalışılsada Allah'ın (cc) yardımı, Milletimizin inancı ve iradesi sayesinde her seferinde bu tuzaklara karşı üstün gelmiştir. Ülkemiz siyasetine son 16 yıldır nefes aldıran Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Ak Parti, gerek ülke gerekse dünya siyasetinde önemli işlere imza atmış, adeta adaletin simgesi haline gelmiştir. Lakin asırlar boyunca olduğu gibi samimi ve şuurlu başlayan hareketler, aşırı büyüme sonucunda samimiyet’ten şuurdan yoksun çıkarcı ve menfatcı kişiliksizlerin yapı içine sızması sonucunda zaafa uğramış, hedefinden uzaklaşmış, ve erime sürecine girmiştir. Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan kim ne derse desin tek başına adaletin tecellisi için mücadele eden bir liderdir; ve bu yolda maalesef tek başına bırakılmıştır. (Halk yanındadır lakin seslerini reise duyuramaz haldedir) 31 mart yerel seçimlerine hızla yaklaştığımız şu günlerde, Samimiyetten ve dava şuurundan yoksun, milletten kopuk, sadece kişisel menfantleri için çalışanların tavuk görmüş tilki misali hareket ettiklerine şahit oluyoruz. Makamların cehennem ateşine en yakın yerler olduğundan bi haber olan bu aymazların akibetleri pekte hayır olmayacaktır mutlaka. Yazıma son verirken Selam olsun yalnızca ALLAH (cc) rızası için çalışanlara. Selam olsun makamıda cehennem ateşinden uzak iş görenlere. Selam olsun Hak’kı Hak bilip Hakka tabi olanlara Vesselam…