Bir aydır Milliyet ‘’Sinop ‘’eki hazırlamak için gece gündüz çalışmalar yapıyorum ve Sinop’un tüm katmanları ile sohbet etme imkânım oldu.
Huzur ve mutlu kent Sinop; tarihinin en kalabalık günlerini yaşıyor. Kendi değerleri ve imkanları ile pazarlanmaya çalışılıyor.
Valisi ile yerel yönetimi ile milletvekili ve tüm kanat önderleri ile…
Türkiye ‘de turizm için ilk on şehir arasına girmeye çalışıyor, Tarihi geçmişi ile ,doğasıyla insanı ile, gelen ziyaretçi sayısı ile…Yaz aylarında dolup taşıyor Sinop ve ilçeleri.O kadar çok insan geliyor ki fırınlarda ekmek ,otellerde yer kalmıyor.Turizm ile uğraşanlar bir o kadar mutlu bir o kadar da mutsuz …Mutlular ekonomik olarak girdi sağlıyor gelen insanlar mutsuzlar çünkü nitelikli turist sayısı çok az…Az olsun nitelikli turist olsun şeklinde bakıyorlar.
Sinop halkı kentli yaşamı çok iyi bilen kendini iyi şekilde dünyaya adapta olan insanlar topluluğudur. Neyin kaliteli neyin kalitesiz olduğunu görür ve ona göre değerlendirir. Sinop’ta trafikte korna sesi duymak çok azdır. Yayanın geçeceği zaman trafikteki otomobiller yayın geçmesine saygı gösterecek kadar kültür bilinci gelişmiştir. Bilirmisiniz Sinop ilinde trafik lambaları yoktur şehir merkezinde. Sakin ve durağandır insanı, hoşgörü sahibidir. Eğitimlidir. Deniz kokulu bir tarih, yosun kokulu bir şehirdir Balık,doğa,tarih,medeniyet ve en önemlisi insan kalitesi ile sarılmıştır yarım adanın her bir tarafı….Güneşin denizden doğup denizden battığı dünyada 11 şehirden biridir Sinop.
İnsanların kapılarının kilitlemediği ve komşulukların halen devam ettiği günümüzde aidiyet duygusun en yoğun olarak yaşandığı yerdir. Her bir tarafından bakıldığında bir ressamın tuval üzerinde en iyi şekilde çizebileceği kartpostal gibidir.
Her gelen ziyaretçinin kendine ait dünyasında yer bulabileceği yerdir..Türkiye’nin en kuzeyi olmasında Sinop iline gelmek için nedenlerin başındadır.Sosyal medyanın bu kadar kullanıldığı günümüzde gelen ziyaretçilerin ‘’Türkiye’nin en kuzey ucundayım’’diye atacağı sosyal medya paylaşımı bile kentin tanınması noktasında artı değerdir.
Sinop bir markaydı şimdi ise gerçekten bir ultra lüx marka oldu. Bunun yanında Sinop ilini pazarlarken ne mi ön plana çıkarmalıyız İnsanını.
Bu zamana kadar komşu illerin insanlarının geldiği şehir, bağlantı yolları ve havalimanı ile dünyanın her yerinden gelen turistlere hizmet etmek için mücadele veriyor neden mi mücadele veriyor. Alt yapı olarak bir master planına ihtiyacı var. Şehir tekrar dizayn edilmeli. Turizm bakanlığı ve kalkınma bakanlığı bu konuda Sinop iline gereken tüm desteği sağlamalı. Sinop ilinin kanaat önderleri de Ankara ile Sinop arası her gün aşındırılmalı. Yeni projeler ile Avrupa birliğinden onaylı maddi imkanlar sağlanmalı. Turizm bakanı bilmiyorum Sinop iline gitti mi?Eğer gitmediyseniz lütfen en kısa zaman içersinde deniz kokulu şehre gitmenizi tavsiye ederim.
Onlarca kültüre, medeniyete ev sahipliği yapmış Sinop’un her gün hızla yürüdüğümüz sokaklarında etrafınıza hiç dikkatlice baktınız mı? Sinop ilinin her köşebaşısı yüzlerce yıl öncesinden izler barındırıyor. Millattan önce milattan sonra yaşamın her karesini bulmanız ve görmeniz olası. Yapılacak projeler ile ve kentsel dönüşüm ve restorasyon çalışmaları ile İdda ediyorum Sinop İtalya’ın Floransası olacaktır. Olur demiyor olacaktır diyorum.
Sinop’u yalnızca görmeye değil, her mevsim yaşamaya gelin. Yaşamın içersindeyken koşturmacısından, telaşından uzak ve kendine has kişiliği ile Karadeniz’in en güzel kıyılarında arz-ı endam eden Sinop’a uğramadan bir yudum nefes almadan asla yaşadığınızı anlayamazsınız? Sinop ilinin her köşesi deniz ile buluşuyor. Her bir yerinden denizi görebilmeniz mümkün.
Eskiler Sinop için Haziran-Temmuz ve Sinop dermiş nedeni ise sert esen Karadeniz’de doğal liman bu kentte olduğundan denizciler Sinop’ta zaman geçirirlermiş. Ancak şimdi Sinop halkı en verimli ve en güzel ayların Eylül-Ekim ayları olduğunu söylüyorlar. Sadece Haziran-Temmuz –Ağustos aylarında turizme hizmetin yanında sakin huzur dolu günler için Eylül ve Ekim ayı içersinde sizleri bekliyor…
Balığın en bol olduğu Eylül ve Ekim aylarında palamut balıklarının cadde ve sokaklarında ki ızgara kokusunu şimdiden duyar gibiyim… Buyurun o zaman’’ Şimdi SİNOP Zamanı’’.
Sinop sadece denize girilen yer olması yanında, tarihi mekânları, kış av turizmi, sonbahar ayındaki gizemi, Kasım –Aralık ayında hamsinin bol olduğu, zaman sizleri bekliyor.Benden tavsiye ada kalkan balığı yemeden kentten dönmeyin.Kalkan balığının merkezi Sinop’ta karakum civarında çok özel adı üzerinde karakum’da yetişen kalkan balığının lezzetine varın…
Denize sevdalıların ve deniz avcılığının her türlüsünü Sinop ve ilçelerinde rahatlık ile yapabilirsiniz.Levrek,deniz kefali, ve diğer balıklar tavada ızgara olmayı bekliyorlar.Akşamları iskelede olta ile balık tutmanın keyfini çıkarmak için şimdiden yerinizi ayırtın derim. Ayancık’ta dostlarım Nezih Saka’dan Sinop’ta ABBC reklam şirketinin sahibi Kurtuluş Gökmenoğlu’dan sonra yer bulamasınız.
Doğan Ülgen arkadaşım Deniz sevdası o kadar çok ki;Denize olan tutkusundan dolayı geçimini ‘’Gemi ve Tekne modelleri’’yaparak kazanıyor.Sinop ilinin tanıtımı için tüm yurt içi ve yurt dışı fuarlara katılıyor..
Sinop sadece balık değil tabiî ki bunun yanında yöre mutfağı yerel yemeklerimizi, Kulak hamuru cevizli ve yoğurtlu,nokul,tirit,hamsi pilavı,keşkek,mısır çorbası,içli tava,pide ,katlama,yemeden asla dönmeyin.
Tarihsel geçmişine göz attığımızda görülmesi gereken yerler ise tarihi ceza evi,Alaaddin camii,Saray camii,Süleyman Pervane medresesi,fetih baba mescidi,Mehmet aga mescidi,Cezayirli Ali paşa camii,kefevi camii,meydankapı camii,Seyyiy Bilal türbesi,gazi çelebi türbesi,Sultan Hatun türbesi(Aynalı Kadın)Hatunlar Türbesi,Yeşil Türbe,İsfendiyaroğulları Türbesi,Ennografya müzesi(aslan torunlar konağı)Arkoloji Müzesi özellik ile Balatlar Kilisesi,şehitlik çeşmesi,Saat kulesi,Rıza Nur Kütüphanesi,Sinop Kalesi,Paşa tabyaları,Özellik ile Meydankapı mozaikleri, şehir merkezinde gezilecek yerler olarak bahsedebiliriz.
Ramazan ayının onbeşinci günü yolunuz yine mutlu şehre düştüğünde mutlaka Hellesa geleneği(Sellim)’e katılmanız geçmişten gelen geleneği yaşamanız kent haklının ne kadar tok gözlü olduğunu bu Helesa geleneğinde görebilirsiniz. Geçmişten günümüze kadar gelen bu kültür tüm Sinop insanının cebinde hep bulunmuştur.
Evet ,Sinop ilini ve ilçelerini yalnızca görmeye değil her mevsim yaşamaya gelin.Eylül-Ekim- aylarında mutlaka ama mutlaka Sinop’ gelin!Unutmayın Sinop ili ve ilçeleri belki bir gün değil’’Bir gün mutlaka’’gidilecek yerlerin başında geliyor.Lütfen Ajandanıza not alınız.
Milliyet gazetesi’’Sinop’’eki Mim medya ve Milliyet gazetesi ortak projesidir. Bu yayında emeği geçen herkese teşekkür ederim. Bu yazı Milliyet Gazetesi ‘’Sinop’’Eki’’ Adilce’’ köşe yazısından alınmıştır….