Merkez nüfusu 40 bin, ilçe ve köylerle birlikte genel nüfusu 200 binin biraz üstünde.
Sanayisi olmadığından sürekli büyükşehirlere göç veriyor.
Kayıtlı işsiz sayısı yedi bine yakın. Şehrin sakinleri ekseriyetle emekli. Ölüm oranı diğer illere göre biraz yüksek.
Toprakları tarım için elverişli olmasına karşın köylerde ekin ekecek, harmanda buğday savuracak genç yok denecek kadar az.
Bu yüzden kentin gelişimi turizme bağlı.
Sinop bakir bir çevreye sahip. Yerli ve yabancı turistler tarafından keşfedilmeyi bekliyor. Keşif ziyaretlerinin yapılabilmesi için Sinop'un uluslararasi fuar alanlarında tanıtılmasına ihtiyaç var. Büyükşehirlerde gerçekleştirilen tanıtım günleri büyük ses getiriyor. Kurulu stantlar onbinlerce ziyaretçinin akınına uğruyor.
Karadeniz’in incisi Sinop ilimiz, yeni yapılacak olan nükleer santralle son yıllarda ülkemizin gündeminde. Santralın çevreye olumlu ve olumsuz etkilerini gelecekte kaleme alacağımız yazılarımızda irdeleyeceğiz.
Yakın tarihimize kadar Türkiye'nin adeta yalnız bırakılmış, kendi kaderine terk edilmiş bir şehri gibiydi.
Bugün, kuzeyimizin parlayan yıldız şehri Sinop'u bir milyona varan yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.
Sahil yolu ve tüneller yapılmazdan evvel, Türkiye haritasının en kuzey ucunda, kendi halinde bir şehir olarak görülüyordu.
Tabii güzellikleri, tarihi eserleri, konuksever insanları pek bilinmiyor, yeterince tanınmıyordu.
Kente gelen ziyaretçi sayısının çoğalmasında İstanbul, İzmir, Ankara, Trabzon illerinde yapılan tanıtım fuarlarının katkısı büyük.
Her geçen yıl biraz daha Türkiye'ye açılan Sinop, uluslararası fuar, kongre ve kültür merkezlerinde dünyaya kazandırılıyor. 2014 yılında İstanbul Feshane’de Sinop Tanıtım Platformunun koordinasyonunda, Sinop Valiliğinin hamiliğinde kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra Sinop Üniversitesi, belediyeler, sanayi ve ticaret odası gibi STK ve iş dünyasının destekleriyle gerçekleştirilen Sinop Tanıtım Günlerini birmilyon dolayında katılımcı ziyaret etti. Bu sayı diğer il tanıtımlarıyla kıyaslandığında önemli bir veri olduğu kanaatindeyiz.
Sinop tabii güzellikleriyle, tarihi dokusu ve eserleriyle, yiğit, mert, konuksever, güler yüzlü insanlarıyla Kuzeyin yıldızı, Karadeniz'in incisi, gerdanlığı olmayı sürdüreceğinden eminiz.
Son on yılda Sinop'a eğitimden sağlığa, adliye saraylarından emniyet binalarına, ulaşımdan turizme pek çok alanda hizmetler sunuldu. Eserler kazandırıldı. Emekleyen bir şehir ayağa kaldırıldı.
Türkiye'nin ücra bir köşesi, kenarda kalmış bir kent olmaktan çıkarıldı. Kuzeyin yıldızı, Karadeniz'in incisi haline getirildi.
Masmavi denizi, yemyeşil ormanları, gülümseyen insanları, balıkları, surları ve hapishanesi ile görülmesi gerekli güzel bir kent.
Doğal limanları sebebiyle tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir kültür kentidir Sinop. Bunu insanlarımızın çoğu bilmez.
Hırçınlığıyla bilinen Karadeniz’in Sinop sahillerinde dalgaların meydana getirdiği ses kolay kolay dinmez. Acımasız dalgaları, kumsalı dövdükçe köpük saçılır her yere.
Sinop’a gittiniz yine İnceburun’da düşlere daldınız diyeceksiniz. Uzun süre dayanamayacağım. Tamam itiraf ediyorum! Evet Sinop’a gittiğim doğru. Ama burada gördüklerimi, yaşadıklarımı ve öğrendiklerimi paylaştım sizlerle.
Sinop'u Dünya'ya duyurmanın yolu yine İstanbul'dan geçiyor. Karadeniz’in inci şehrini cazibe haline getirmek, çekim merkezi yapmak şehrin sahipleri ile sakinlerinin göstereceği gayrete ve performansa bağlı.
Malumunuz olduğu üzere Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye'nin en mutlu şehri Sinop. Cadde ve sokakları, hatta çarşıları hayata gülümseyerek bakan insanlarla dolu.
Gittiğiniz şehirlerde gürültü ve stresten uzak, sakinleriyle kaynaşabileceğiniz huzurlu bir tatil arzuluyorsanız Sinop tam size göre bir kent.