Ne oldu da bu bayram bu inanılmaz patlama yaşandı. Sinop tarihi günler yaşadı. Aslında bunun cevabı basit. Sinop'a giden ana arterler olsun, köy yolları olsun eskiye göre inanılmaz derecede düzeldi. Sinop merkeze giden yol, tüneller, Sahil yolu,Dıranaz tüneli, Kargı yolu ve diğer tüm yol bileşenlerinin bitme mertebesine erişmiş olması ulaşımı kolaylaştırdı. Arabasına binen doğru memlekete geldi. Ülkemizin milli gelirinin artması, ekonomide ki istikrar, otomobil sahipliğinin artması, sosyal medyanın ve medyanın yerel kültüre önem veren yayınlar yapması, derneklerçe yapılan onlarca büyük etkinlik ve daha birçok neden bu patlamayı sağladı. Ama işin tam özü yapılan yollardır. Cennet mekan Sultan 2.Abdülhamit Han'ın sadrazamlarından Halil Rıfat Paşa "Gidemediğin yer senin değildir" demişti. Sinop artık gidilemeyen bir yer değil. Son on yılda yapılan hummalı çalışmalar neticesinde ana arterleri büyük ölçüde çözmüş, köy yollarında büyük iyileşme sağlanmış durumda. Bir kaç yıla kadar eksikliklerin hızla tamamlanmasını bekliyoruz.
Durağan'dan Sinop merkeze İmam-Hatip Lisesi orta kısmını yatılı olarak okumaya giderdim. Sene 1991. 3 saatten önce Durağan'a ulaşmak imkansızdı. O yoldan nefret ederdim. Bitmek bilmezdi. Sinop'a gitmek zorunlu olmadıkça asla tercih etmediğimiz bir şeydi. Bir çok insan Sinop'a gidene kadar İstanbul'a giderim derdi. Şimdi yollar yapıldı bir saatten biraz fazla bir sürede Durağan-Sinop arası ulaşımı sağlanabiliyor.
Ülkemizde yapılan yatırımlarla özellikle duble yol çalışmalarıyla adeta ülkenin damarları açıldı. Havaalanları, hızlı trenler gibi alternatif ulaşım gereçlerinde ki hızlı gelişme cabası. Artık ülkenin tıkanık damarları açıldı, dolaşım hızlı oluyor. Hızlı tren ağının ve havayollarının daha da gelişmesiyle ise ülkemizde inanılmaz güzel gelişmeleri hep birlikte göreceğiz. Yaşanan gelişmeleri görmezden gelenler çok. Ama kahir ekseriyet görüyor, görüyor ki sonuçlar çok bilenlerin dediği gibi değil, ağzı çorba kokanlar, bidon kafalılar diye aşağılanların, işçilerin, çiftçilerin, garibanların dediği oluyor.
Sadece Sinop Yalı Kahvesinde gezersen, Sakarya Caddesinden çıkmazsan, Sinop'u yarımadaya sıkışmış 50 km2 den ibaret sanırsan, Emirtolu Bostanderesi, Kuzuluk Tantur mahallesini, Dikmen Yaykın Köyünü, Durağan Olukbaşı Köyünü,Türkeli Çatak Köyünü, Ayancık Kütük köyünü, Saraydüzü Uluköy'ü görmezsen 10 Ağustos seçimlerinin sonucunu yanlış tahmin edersin. Toplumu oluşturan tüm sosyal kesimleri göz önüne almadan, sadece kendi mahallemize bakarak yaptığımız tahminler havada kalır, karavana atış yaparız.
8 yaşındaki kızım Rumeysa, uzun zamandır Recep Tayyip ERDOĞAN hayranı. Uğur Işılak'ın seslendirdiği "Dombıra" şarkısının cd'sini arabaya alalı belki yüzlerce defa yüksek sesle dinlemek istemiştir ve dinlemiştir. Bugün seçimde oylarımızı kullanmak üzere bayram tatili amacıyla bulunduğumuz memleketimiz Sinop Durağan'dan seçmen kütüğüne kayıtlı olduğumuz Kocaeli Darıca'ya doğru yola çıktık. Yolda gelirken Başbakana karşı sevgisini irdelemek ve sebebini öğrenmek amacıyla kızıma sordum. "Kızım neden Recep Tayyip Erdoğan'ı seviyorsun" dedim. Rumeysa " Çünkü Recep Tayyip Erdoğan milletine çok saygılı birisi ve verdiği sözleri tutan bir insan." dedi. Küçücük bir çocuğun çözdüğü siyasi başarı sırrını anlamayıp, ayak oyunları ve dalaverelerle siyaset yapmaya çalışanların kulağına küpe olsun. Milletinize saygı duyun, tutamayacağınız sözleri vermeyin, verdiğiniz sözü tutun...
Cumhurbaşkanlığı seçimi geldi. 3 aday var. Ben , borçları ödeyen, Hazineyi dolduran, terörü bitiren, yolları, havaalanlarını, hızlı trenleri, hastaneleri yapan adama oy vereceğim. Millet için milletin adamına oy verme zamanı...