Mehmet Şakir Ülkütaşır, 1894'te İstanbul Üsküdar'da doğmuştur. Babası Simkeşhane kâtiplerinden Hüsnü Efendi'dir. Hüsnü Efendi aslen Kastamonuludur. Baba tarafından soyu bir buçuk yüzyıl önce Kastamonu'dan İstanbul'a gelerek Altınmermer'e yerleşmiş Suyolcu Ali Ağa'ya dayanır. Annesi Lütfiye Hanım ise aslen Plevneli olup 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı göçmenlerindendir. Onun da soyu Fıçıcıoğulları ailesinden gelir.
1919 yılında Sinop'a memur olarak atanan Ülkütaşır, burada İl Sağlık Örgütü'ne bağlı çalışır. Ancak bunun yanında folklorla ve tarih incelemeleriyle de ilgilenir. Sinop'un dili, kültürü, tarihi ve tarihî eserleriyle ilgili yıllarca araştırma yapar. Merkezi Ankara'da bulunan Asar-ı Atika Muhipleri Cemiyeti'nin bir şubesini de burada açar. Bu yolla kale, cami, türbe gibi İslami Türk eserlerini makaleler hâlinde birer birer tanıtır. Yine Sinop'ta ikamet ettiği dönemde Türk kültürüne hizmet amacıyla kurulan "Türk Birliği" adlı derneğin de kurucuları arasında yer alır. 1920'de Türk kültürü üzerine yazmaya başlayan Ülkütaşır, ilk yazısını Sinop Gazetesi'nin Kasım 1920 tarihli sayılarından birinde yayımlar. Avrupa bilim dergilerinde de ilgi gören Sinop'a dair yazıları onun “Sinoplu Şakir” diye tanınmasını sağlar.
Harf devrimini halka benimsetmek ve tanıtmak için yurt gezilerine çıkan Atatürk 15 Eylül 1928'de Sinop'a gelir. Ülkütaşır, valilik tarafından kentin tarihi hakkında Atatürk'e bilgi vermek üzere görevlendirilir. Bir sohbet esnasında Atatürk'e Sinop ağzında yaşayan öz Türkçe kelimeleri topladığını ve bunların çoğunun Dîvânu Lugâti't-Türk'te yer aldığını anlatır. Bu konuşma Atatürk'ün oldukça ilgisini çeker ve Ülkütaşır'dan örnekler vermesini ister. Ülkütaşır, bunun üzerine birçok örnek sıralar ve Boyabat ağzında ağıt manasıyla kullanılan "savu" kelimesini anlatır. Ve bizzat kendisinin derlemiş olduğu bir "savu" örneğini okur. Bunun Üzerine Atatürk, "Arkadaşlar! Şakir Bey'i alaka ile dinledim. Bunlar da esas davamızın, mesaimizin içinde bulunan mühim, millî meselelerdendir. Elbirliği ile bunları mutlaka başaracağız. Türk dili güzeldir, zengindir. Onun bu güzelliğini, zenginliğini ortaya koymamız lazımdır. Burada harf inkılabına hatta memleket işlerine dair pek çok şeyler konuştuk. Hiç bir yerde bu kadar açılmadım, hususileşmedim. Samimi bir muhit ve hava içinde geçirdiğim bu saatleri unutmayacağım" der.
Daha sonra Dolmabahçe'de Harf inkılabı ve dil çalışmalarını yürüten Atatürk, "Sinop'ta Mehmet Ülkütaşır vardı onu da çağırın" diyerek yanına aldırır. 1933'te ise başbakan İsmet İnönü'ye Atatürk'ün Sinop'taki emrini hatırlatan bir mektup yazar ve bunun üzerine Ankara'da Türk Dil Kurumunda göreve başlar. Kurumda hazırlanan Halk Ağzından Söz Derleme Dergisi ve Derleme Sözlüğü çalışmalarında yer alır.
Bütün çocukları Sinop'ta doğan Ülkütaşır, tam bir Sinop âşığı olmuştur. Bunun da bir nişanesi olarak tüm çocuklarına "S" ile başlayan isimler koymuştur (Süha Bülent Ülkütaşır, Süheyla Ülkütaşır, Sedat Turan Ülkütaşır, Seyhan Ülkütaşır). Yılmak bilmeyen azmi ve Sinop'la ilgili çalışmalarıyla bizlere ışık tutan Ülkütaşır'ı burada saygıyla anıyor ve sizlerle Sinoplu Şakir'i tanıştırmak istiyorum. Aziz ruhu şâd olsun.
Kaynaklar:
1.Mehmet Şakir Ülkütaşır, (1973). Atatürk ve Harf Devrimi, Ankara: TDK Yayınları.
2.Ergün Acar'ın Ümit Ülkütaşır (torunu) ve Seyhan Ülkütaşır (kızı) ile röportajları.
Doç.Dr.Ergün ACAR
Sinop Üniversitesi
Fen-Edebiyat Fakültesi