Sinop 15 Eylül Gazeteciler Cemiyetine bağlı Sinop’ta ki 12 Gazete ‘YEREL BASININA SAHİP ÇIK SİNOP!’ başlığında deklarasyon metnini yayınlayarak tek manşetle çıktı.
Türkiye’de ses getiren; bu eylem aslında demokratik tepki vermenin, ses duyurmanın, dikkat çekmenin farkındalık oluşturmanın da en güzel örneği oldu. Sinop gazetelerinden bir gün önce 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü’nde Avusturya ‘da tüm basın tek manşetle çıkarak iktidarın basına yönelik sansürlerine dikkat çekmişti. Gerze’de planladığımız toplantı sonrası karar verdiğimiz süreçte deklarasyon hazırlanması, tasarımın yapılması derken geçen sürede Avusturyalı gazetecilerinde yaşadıkları sorunu bu yolla duyurması ortak aklın her zaman doğruyu gösterdiğini bir kez daha gösterdi. Avusturya basını sansüre, Sinop’ta gazetelerde ihalelerde uygulanan KAPKAÇ modeli olan PAZARLIK - DOĞRUDAN TEMİN - KÖYDES gibi yöntemlerle kıskaç altına alınması, ekonomik darboğaza düşürülmesine tek manşetle cevap verdi...
BİZ BİRİZ BÜTÜNÜZ! BİR GAZETE, HER GAZETE, TEK GAZETE! diyerek sesini kamuoyuna yetkililere ulaştırmak istedi. Sinop’ta cemiyetin almış olduğu bu uygulama sonrası bu sorunlarla boğuşan Türkiye deki gazete ve cemiyetler aynı yöntemlerle sesini duyurmaya TEK VE ORTAK MANŞETLE SİNOP’UN
KULLANDIĞI DEKLARASYON METNİ ile kamuoyunun karşısına çıktı. Aslında sorun aynıydı ama farkındalık oluşturmak dikkat çekmek için bir yola, bir birlikteliğe ihtiyaç vardı. Sinop gazetelerinin başardığı ve gerçekleştirdiği bu eylem sorunlarımıza dikkat çekti. İktidar temsilcileri de, muhalefette desteklerini esirgemediler. Sağolsunlar!!!! Lakin sözlerde kalmamalı bu açıklamalar....
PAZARLIK ve DOĞRUDAN TEMİN’le esnafın canına ot tıkayan, yandaşa kapı aralayan, gazeteye verilen ilanı yük görüp kendine saltanat kuran, ilanları bölerek küçülten yılda 4 kez aynı ürünü doğrudan teminle alan, etle, ekmeği, manavla, kuru gıdayı birleştirip aynı ilanın içine sokan, yapım ihalelerini parça parça edip gazetelerden uzak tutup kendi müteahhidine vermeyi görev sayan bürokratla, müdürle mücadele edilerek başarı sağlanabilir. Gazeteler için çıkardıkları yasaların takipçisi olan, gazetelere yükledikleri ödevleri görerek ondan isteyenler aynı ölçüde bürokratına da şunu demelidirler; “gazetelere verilen ilan sizin sorununuz değil yasanın emridir.Yasa yapan bizler sizlerin elini kolaylaştırmak, insanımızın mağdıur olmaması, kış ortasında kömürsüz yiyevceksiz kalmasın diye zorda kaldığınız zaman kullanmanız için bütçenizin %10 sınırlı ile verdiğimiz PAZARLIK ve DOĞRUDAN TEMİN’i kafanıza estikçe kullanamazsınız.
Gerekmedikçe zorunlu olmadıkça bu ihale yöntemlerini kullananlar yaz ortasında kömür alanlar zamanı varken ihaleyi çıkmayıp son dakika pazarlıkla ihaleyi çıkanları kötü niyetli kamu menfaati gözetmeyen yönetici olarak görürüz. Belediye başkanlarımızın bölerek, küçülterek yıla yayarak doğrudan temin ve pazarlık yöntemi ile sürekli alışveriş yapmasına sahip çıkmayız” diyebilmelidir. Yıllar önce başladığım mücadele de bu gün basın sektörü tam anlamıyla karaya oturmuş, yasanın yüklediği maliyetleri karşılayamaz hale gelmiştir. Oturduğu koltuktan maaş alan bürokrtat için müdür için gazete ilanı gereksizdir! Çünkü işsiz değildir. Her ay maaş garantisi vardır. Ama kamu menfaati denilen olay sadece koltukta oturup, maaşı almakla siyasetçiye yaranmak değildir.
Kamu menfaati denilen, devletin yasalarla yaşaması için destek verdiği bazı uygulamalarla toplumun gelişimine katkı sunduğuna inandığı demokrasinin yaşamasına, denetim mekanizmasının çalışmasına vesile olan basın organları gibi sivil toplum örgütlerine dolaylı yollardan destekler sunar. Gazetenin yaşam mekanizması yerel de resmi ilanlardır.
Gazeteler bununla yaşar devlet planlamasını buna göre yapar, iletişim fakülteleri bunun için açılır, 1031 gazete buna güvenerek yatırım yapar, devletin çalıştır dediği işçi sayısı kadar fikir işçisi çalıştırır. Belki bir gün sizin çocuğunuzda iletişim fakültsinden mezun olup o kapıya gelecektir. Tabii ki sizler; yasalarla korunan kamu menfaati olarak verilmesi gereken ilanları verir de bizler yaşarsak!!!!???? Velhasıl 12 GAZETE TEK MANŞET! ses getirdi. Bundan sonraki mücadelemizde tek değil tüm gazeteler birlikte mücadele edeceğiz.
Cemiyet adına bir avukat PAZARLIK’TA OLANLARI, DOĞRUDAN GÖTÜRENLERİ takip edecek mahkeme yolu ile gazetelerin hakkını savunacak. Bu uygulama aslında hakkımız olanı almak için başlattığımız bir mücadeledir. Bize verilen ilanları BELEŞ görenler; bir işçinin maliyetini, sigortasını düşünsün ona göre karar versinler. Bir ilan alarak, geçinmek, bu işi severek yapmak ve de gazeteyi çıkartmak için çalıştırmak zorunda olduğu belirli sayıda kadro, baskı ve diğer maliyetler.. Bu gün gazeteler işçilerinin maaşını ve sigortasını ödeyemez duruma gelmiştir.
Aynı esnaf gibi ‘HA BU GÜN HA YARIN İLAN GELECEK, SEZON AÇILACAK, ÇELTİK BİÇİLECEK! diyerek katlanan borçlar... Gazetelerde bıçak kemiğe dayandı... 12 manşet bunun yansımasıdır. Türkiye de yerel gazeteler sadece ilanla yaşıyor o sayede eleman istihdam ediyor. Devlette her yıl tüm işyerleri gibi gazeteleri de TUİK’ten istatistiki verilerle denetleyerek işsizlik sayısındaki azalmadan, istihdam edilen işçiden, iletişim fakültesi çalışanına kadar bilgilerle geleceğe yön veriyor. Resmi ilan vermek istemeyenlere beleş bir para devlete yük, bize göre istihdam, ülkeye ise şeffaflık getiren, gazeteleri yaşatan kaynak, çok sesliliğe, iletişim fakültelerine giden yoldur.
Devlet sözleşmeli, ücretli derken bilgisayarlar bu işi yapıyor, seçilen iktidar temsilcisi de memurun, müdürün işini yapar diyerek yarın bir yasa çıkarsa ve sizi kapının önüne koysa işsiz kalsanız evinize ekmek götüremediğinizde ne düşünürsünüz? Biz onu düşünüyoruz! Size ihtiyaç vardı; memur aldılar, müdür yaptılar. Bize ihtiyaç vardı; resmi ilan verdiler, desteklediler! Siz niye sesimizi kesiyor, ekmeğimizle oynuyorsunuz... Devletin tek evladı tek görevlisi siz değilsiniz! 82 milyon insan bu memlekette yasalara güvenerek iş yapıyor, görev yapıyor, ona göre destek alıyor, devletin verdikleri ile plan yapıyor sizde ona aracılık ediyorsunuz. 12 gazete tek manşet tek yürek oldu! Sesimizi duymakta, vicdan muhasebesi yapmakta işsiz kalacak, iş arayıp sizlere beddua edecek insanların ahını almakta size kaldı...