Yeryüzüne misafir, olup bu inişli çıkışlı hayat yoluna koyulduk hepimiz…Bazen sevindik, bazen üzüldük, bazen tökezledik… En yalnız, en çaresiz kaldığımız zamanlar oldu ; belki de çaldığımız tüm kapılar yüzümüze kapandı…
Bazen oldu ki , en dar zamanda ve belki de hayatta ümidimizi kestiğimiz anda yetişti bir imdat eli elimize…
“Kul sıkıştı ve Hızır yetişti” diyerek tökezlediğimiz yerden doğrularak ayağa kalktık belki…
En mahzun, en çaresiz zamanda kapımıza Hızır’ı kim yolladı peki?
“O’na ruhumdan üfledim.” diyerek kendisinden bir cüz ihsan edip verdiği insan, tüm bu yakarışlarına icabet eden Dost’tan ne zaman ayrı kaldı ki? Bu, böylesine Yüce bir Dost’tan ne zaman ayrı kaldı ki? Bu öylesine Yüce bir Dost ki “Şah Damarından” daha yakın…
Böyle yakın bir Dost’u varken insan aciz kalır mı, çaresiz kalır mı? Şu kainatta her şey geçici ;her şey sanal … Bir rüya gibidir hepsi; gelir ve geçer …Baki olan sadece ve sadece Yüce Allah(c.c)’tır Dolayısıyla her şey boştur, geçicidir. Sadece o vardır.
ALLAH var! O halde neden hala sıkıntılarının içeresinde bocalayıp duruyorsun? O senin duana icabet etmek, sana derman olmak için her daim vardı ve şimdide var.
Bil ki ALLAH var problem yok!
Bizde kul olarak kimsenin makamına, gücüne, malına güvenmeyelim Allahtan isteyelim Allah’tan bekleyelim.
Varsın kimse beğenmesin bizi önemli olan Allah’ın yanında iyi olmak Allah’ın yanında iyi olduktan sonra mesele bitmiştir.