Oruç iklimine gireli bugün dokuz gün oldu. Anlayacağınız Ramazan ayının bir haftası geride kaldı. Rahmet ve bereket yağıyor üzerimize. Gönüllerimizi ferahlatıyor…
Son yılların en kurak geçen kışını yaşadığımız aylardan sonra yağan yağmurlar topraklarımızı da gönüllerimizi de rahatlattı. Topraklarımız yağmurla bereketlenirken bizlerde Ramazan’ı Şerif’in rahmetiyle bereketleniyoruz.
Oruç; insanlığın, var oluşun, inancın, Müslüman olmanın bilincini içimizde yeşertiyor; büyütüyor.
Ramazan ayını fırsat bilip gücümüz nispetinde, sağlımız elverdiğince ibadetlerimizi Allah Teâlâ ve O’nun biricik habibi Hz. Muhammed Mustafa’nın (SAV) sözleri doğrultusunda edâ etmeye, âyetler ve hâdisler ışığında bir Müslümanın hayatı nasıl olması gerekiyorsa öyle yaşamaya gayret ediyoruz.
Bilenlerle bilmeyenler bir olmadığı gibi, ibadet edenlerle ibadet etmeyenlerin de bir olmayacağı aşikârdır. Müslüman, Kur’an’daki kulluğu yaşadıkça, ibadet bildiği meşru işleri, sâlih amelleri îfâ ettikçe sevap kazanır, cenneti hak edenlerden olur.
Akif Emre’nin söylediği gibi, “Oruç bir hatırlatmadır; insanlığa ve Müslüman’a bir uyarıdır. Her şeyi tüketmeye kurulu bir sistem anlayışına, inanç dâhil her tür "değer"i metâlaştırmaya; kulluğu, adâleti, ihsânı yok sayan, unutturan değerler sistemine karşı uyarıdır oruç. Oruç bir çağrıdır. İnsanlığı silkinmeye çağırıyor. Oruç tutan, Ramazanın farkında olan her Mü’min tek tek bu çağrıyı haykırıyor. Yaşanmaya değer hayatın ilkelerini hatırlatıyor.”
Oruç, Müslümanları da, müslüman olmayanları da bir nev’i insanlığa çağırıyor. İnsanları birbirine karşı saygılı olmaya, hoşgörülü, anlayışlı, barış içerisinde bir hayat sürmeye davet ediyor.
Birileri yine ortalığı karıştırmaya, barış ve huzur mevsimini bozmaya çalışıyor. Seçim sath-ı mailine girdiğimiz şu günlerde; insanî ve dinî değerlerle uzaktan ve yakından ilgi ve alakası olmayanlar pusuda saf Müslümanları avlama peşinde. Kötülüğe niyetlenmiş bu şahıslara itibar edilmemesi önem arz etmektedir.
Oruç tutan-oruç yiyen ayrımcılığı yaparak bozgunculuk çıkartmaya meyilli bazı şahısların çeşitli platformlarda yaptıkları paylaşımlarla hoşgörüsü geniş Müslüman toplumumuzu kurdukları tuzağa çekmeye niyetlendikleri görülmektedir. Aziz milletimiz, kötülük içeren bu paylaşımlara-girişimlere karşı uyanık hareket ederek kurulan tuzaklara düşmeyecek kadar ferasetlidir. Her yıl aynı senaryoyu yazılı, görsel, işitsel ve sosyal platformlara taşıyanları inançlı ve aklıselim vatandaşlarımız gayet iyi bilmektedirler.
Ramazanda oruç tutanlara da, tutmayanlara da karışılmaması, alaycı ve baskıcı yaklaşımlarda bulunulmaması gerekir. İnsanlar eşrefi mahlûkattandır. Birinin diğerini ötekileştirmesi, ayrıştırması doğru değildir. Hele hele bilgili Müslümanların insanlara oruç tutması için baskı yapması, tutmayanların da oruç tutanları ayıplanması, alaya alması akla ziyandır. Aklı başında sağduyulu hiçbir insan bunu yapmaz.
Oruçlu Müslümanlar, oruç tutmayan kişilerin karşısında durmazlar. Fitneye, fesada, kavgaya yol açacak sözler sarf etmezler. Nefsini kontrol altında tutan her bir Mü’min öfkesine yenik düşmek istemez. Haddini aşanlara eğer söyleyeceği bir şey olacaksa; usulünce uyarıda bulunmayı yeğler.
Öte yandan oruç tutmayanlardan da beklenen oruçlu Müslümanlara saygı duymaları, anlayış göstermeleridir. Başka da bir şey beklenmez.
Herkes bilir ki semavi dinlerde zorlama yoktur. İsteyen tutar, istemeyen tutmaz. Bir kimse diğerine zorla oruç tutturamaz.
Günde beş vakit ezan sesinin duyulduğu, tepelerinde ay yıldızlı bayraklarımızın dalgalandığı bu topraklarda hep beraber barış ve huzur ortamında bir hayat sürüyoruz. Saygının dahi ibadet hükmüne geçtiği bir dine inanıyoruz. Onun için birbirimize anlayış göstermeliyiz, saygılı olmalıyız.
Evet! Oruç bir çağrıdır insanlara. İhlasla ibadet etmeye çağırıyor. Aynı zamanda saygıya, sevgiye, hoşgörüye, muhabbete davettir oruç. Saygı, sevgi, hoşgörü, anlayış; güzellik, olgunluk ve üstünlük gibi meziyetler gerektirir. Bu meziyetler ise ender insanlarda bulunur.