Sinop’a yolu düşenler bilirler, Sinop'un girişine 2006 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü öğretim görevlisi Turan Baş önderliğinde 25 kişilik ekip tarafından altı aylık bir çalışma sonrası elinde fener ve asası yanında da köpeğiyle birlikte tasvir edilerek dikilmiş olan yaklaşık altı metrelik mermer Diyojen heykeli sizleri karşılar.
MÖ 412-323 yılları arasında yaşamış olan bu hemşehri filozofumuzun en önemli özelliklerinden biri Büyük İskender’e;“Gölge etme başka ihsan istemem“ ve de gündüzün vakti elinde yanan fenerle dolaşıp, „Adam aradığını“ söylemiş olmasıdır.
Ne yazıktır ki; Diyojen’den bu yana Sinoplu aradığı adamı bulamamış, bulduğu anlarda ise ona kıymet vermemiş veya bulduğunu sandığında da o kişi Sinopa ehemmiyet vermemiştir. Ne yaziktır ki Sinop tarihi bir muhalefet tarihi olarak süre gelmiştir.
Sinop adı bile, Mitolojide Zeus'un aşkına karşılık vermeyen aşka muhalif Sinope'den gelmektedir.
Sinop adı bile, Mitolojide Zeus'un aşkına karşılık vermeyen aşka muhalif Sinope'den gelmektedir.
Kızıl Ahmet beyi, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet Sinop beyi yapmış olmasına ve daha sonra da onu Mora Sancak beyi olarak atamışsa da Kızıl Ahmet bey önce Karamanoğluna sonra Uzun Hasana sığınmış daha sonrada Yıldırım Beyazıt hana karşı Timurun yanında yer almış olan cedid bir Osmanlı muhalifidir.
Ayancıklı olan Mütercim Mehmet Rüşdi paşa ise Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz, V. Murad ve Abdülhamid zamanında olmak üzere değişik zamanlarda 5 kez Sadrazamlık ve 5 kezde Seraskerlik görevlerinde bulunmuş ama tüm padişahlara da, Meşrutiyet idaresine de çevresindeki subaylara da karşı olan geçimsiz, muhalif ve komplocu biri olmuştur. Sürüldüğü Manisa’da da zaten sinir hastalığından vefat etmiştir.
Dr. Rıza Nur ise hem Osmanlı Hanedanlığına hemde Atatürke karşı idi. Hilafetin – Saltanattan ayrılma fikri onundu, Atatürk bu fikri çok benimsemiş olmasına rağmen aynı Dr Rıza Nur hilafetin kaldırılmasına karşı Atatürk’te buna taraf olduğu için ona da muhaliftir ki onun bu Atatürk muhalefeti ileri ki yıllarda „hayatım ve hatıratım“ adlı kitabında ayyuka çıkacacaktır.
Sinop havası, iklimi, doğası ve tabiatı gereği muhalif çıkaran il olmuş 29 Ekim 1926 yılında yani bir Cumhuriyet bayramı günü doğmuş olan merhum Necmeddin Erbakan Türk siyasetinin en muhalif isimlerinden olmuştur. Aynı Erbakan, 1995 Türkiye genel seçimlerinde “Refah İktidarının başındaki tacın pırlantası Sinop olacaktır„ vaadine rağmen Sinop ili ona muhalif kalmış milletvekili vermemiştir. Zaten İhtilal sonrasının ilk genel seçimlerinde ANAP rüzgarı Türkiye’yi kasıp kavururken Sinopta sabah yeli gibi cılız kalmış tek bir milletvekili dahi çıkaramamış ANAP iktidarına muhalif olmuştur.
Peki 1991 yılında DYP’den 3 milletvekili çıkardığı dönemde ne olmuştur? Maalesef o dönemde seçilen 3 milletvekili aşkla şevkle işe başlayıp Sinop’a yatırımlar kazandıracakları yerde o döneme kadar mevcut olan 3 fabrikasının da kapanmasına sebep olmuşlar onlarda kendilerini seçen kitlenin çkarlarına muhalif hareket etmişlerdir.
Beyleri, Sadrazamları, Saraskerleri, Vekilleri hep iktidarlara muhalif, seçilmişleri halkına muhalif, halkınında maalesef birbirine muhalif olduğu bir coğrafyadır bu güzelim yöre.
Son 10 yıllık dönemde bu muhalefetin tek istisnası Ak Parti iktidarının kıymet ve nimetlerinden yararlanmayı başarabilmiş olan Ayancık kısmende Boyabattır. Türkelinde bir dönem çnce iktidar Partisinden Belediye başkanlığı olmuşsada maalesef o dönemde ki başkanımız da halkın teveccühünü kazanacak pek yararlı işler yapamamış akabinde de aynı partiden çok sayıda aday çıkıp yol arkadaşlarının kahir ekseriyeti ona muhalif oldukları için seçimi hep beraber kaybetmişlerdir. Türkeli son dönemde iktidara muhalif kalmış ve onun ceremesini de çekmiştir. Tıpkı Sinop ve Gerze gibi.
Maalesef Türkiye’de belediyecilikde başarı hem kişinin özel becerilerine yani tekeden süt çıkarmasına, hem de iktidarın desteğine bağlıdır ve de bu şuan Sinopun birçok İktidar muhalif belediye başkanlarında olmayan bir haslettir.
Şimdi bunun aksini ispata, bana kızmaya kimse kalkışmasın, görünen köy kılavuz istemez. Sinop ili başta olmak üzere birçok ilçemizde yeşil alanların yok edilmesi, şehir planlamasının olmaması, çocuk oyun alanları, gençlere açık spor alanları, otoparklar varmıdır? Bu Otopark sorunu başta Sinop olmak üzere, Türkeli, Ayancık, Boyabat, Gerze …..her yerde mevcut değilmidir? Evler iç içe, balkondan balkona geçilebilecek şekilde imar edilmemektemidir? Çöpler denizlere dökülmemekte, kanalizasyonlar denize akıtılmamaktamıdır?
Plajlar bile kumsala kadar beton yapılarla doldurulmuş. Ormanı koruması gereken Orman müdürlüğü bile İlin en güzide Ormanının içine betondan Lokal yaptırmış o güzelim ormanı mahvetmiş yani Ormana muhalif bir Orman müdürlüğü olmuşsa gerisini siz hesap edin demiyorum, o kadar beceriksizlik gökte yıldız saymak gibi birşey olduğu için hesap edilecek gibi değildir.
Sonuç olarak şu tesbiti yapmakta yarar var; İl ve İlçelerin belediye başkan ve akabinde de Milletvekili aday adaylarının yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladığı şu günlerde Türk siyasetinde belirgin olan konu, Anamuhalefet partisi CHP geçmiş hatalarından ders almayı ve öz eleştiri yapmayı başaramamış bir parti hüviyetini koruduğu müddetçe Ak Parti iktidarının devam edecek olduğudur. Yani önümüzdeki Dönem Ak Parti iktidarı gene kesindir. Sinoplu bu son şansını iyi kullanmalı iktidar süresince iş yapabilecek adaylarını bulup çıkarmalıdır. İş becerisi olmayan buna rağmen sürekli halkın önünde durmayı arzulayan kişileri elemenin, onlara yol verip becerikli insanların önünü açmanın, Sinop ve Sinoplunun menfaati ve geleceği için zamanı gelmiştir. Yani Sinopun geleceği için tüm beceriksizlere karşı toplu bir muahlefet son şanstır.
Sinop ve Sinoplunun önünde artık bu son şansı ,y, kullanmaktan başka çare yoktur. Yanlış aday ve insanlar Sinop ili ve ilçelerini diğer il ve ilçelerle olan kalkınma yarışında kapanamayacak bir mesafede geri bırakacaktır.
Bekleyip göreceğiz,
Miladdan önce 4, miladdan sonra 21 toplam 25 asırdır aranan adam veya adamları bu sefer bulabilmek umudu ve güzel günlerde buluşmak ümidiyle…..