BDP`lilerin Sinop'a yapacakları ziyaret yerel basınımızda bir hayli abartıldı.
Bu BDP`nin istediği en güzel olay!
Bu BDP`nin istediği en güzel olay!
BDP`nin ekmeğine bilinçsizce ancak bu kadar yağ sürülür.
Aslında hiç teki vermemek, Sinop'un her günkü o güzel, olağan, durgun, sakin hayatini yasamak, tepkisiz kalmak aslında tepkilerin en güzeli olacaktı.
"BDP heyetimi gelmiş? aaa kimmiş onlar? Biz görmedik, duymadık, bilmiyoruz" demek en doğrusu idi. Durum böyle olursa;
- Ulusal Medya´da BDP`lilerin ziyaretlerinin herhangi bir haber değeri kalmayacak,
Aslında hiç teki vermemek, Sinop'un her günkü o güzel, olağan, durgun, sakin hayatini yasamak, tepkisiz kalmak aslında tepkilerin en güzeli olacaktı.
"BDP heyetimi gelmiş? aaa kimmiş onlar? Biz görmedik, duymadık, bilmiyoruz" demek en doğrusu idi. Durum böyle olursa;
- Ulusal Medya´da BDP`lilerin ziyaretlerinin herhangi bir haber değeri kalmayacak,
- Gündem oluşmayacak,
- Ülkenin geri kalanında özellikle de BDP yandaşı Kürt vatandaşlarımızda; "bak oralarda da bizler istenmiyoruz" yorumu yapılamayacaktı.
Oysa bazı yerel gazeteciler ve okurları bunu maksatlı bir şova dönüştürme gereği duydular.
Oysa bazı yerel gazeteciler ve okurları bunu maksatlı bir şova dönüştürme gereği duydular.
Yapılan çıkışlar, tepkiler, sloganlar, küfürler, aksama haber kanallarını süsleyecek.
BDP emeline ulaşmış, reklamını yapmış olacak.
BDP emeline ulaşmış, reklamını yapmış olacak.
Sinoplu da; "bakın hadlerini bildirdik, haklı tepkimizi verdik, onlara günlerini gösterdik" diye milli ve maneviyatçı egosunu tatmin edecek.
Sonra ne olacak?
Sonra ne olacak?
Sinop'a şehit geldiğinde; "Ya Allah Bismillah, tekbir Allahüekber, şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganlarını 2 gün atıp unuttuğumuz gibi bu tepkide unutulacak.
Maalesef bu sahne Türkiye'nin her yerinde aynı tekrarlanıyor.
Şehit mi var?
Maalesef bu sahne Türkiye'nin her yerinde aynı tekrarlanıyor.
Şehit mi var?
Kalabalıklar toplanıyor, milletin gazı alınıyor.
Ya sonra?
Ya sonra?
Bu kadar bağıran, çağıran, isyan eden kalabalıklar, kendi parti liderlerine, milletvekillerine, cemaat önderlerine, STK ve kanaat önderlerine, okudukları gazetelerin yazarlarına, üniversite hocalarına hiç şunları soruyorlar mi?
1- Siyasi parti lideri? Vekil? Bakan? İl başkanı olarak Beytüşşbap'ta, Yüksekova'da, Cizre'de çatışma varken niye oraya gitmiyorsunuz?
1- Siyasi parti lideri? Vekil? Bakan? İl başkanı olarak Beytüşşbap'ta, Yüksekova'da, Cizre'de çatışma varken niye oraya gitmiyorsunuz?
2- Cemaat önderi şeyh, hoca, üstat olarak niye hep Acarkent'te, Bahcesehir'de, lüks villalarda ve metropollerde yaşıyorsunuz da Doğu ve Güney doğuya mesela Cizre'ye, Silopi'ye, Batman'a, Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine vs yerleşmiyorsunuz?
3- STK lideri, kanaat önderi, yazar, Hoca, sanaçı, aktör, artist olarak niye Doğu ve Güney doğuya gidip halkla bütünleşmiyorsunuz?
Beyler,
Beyler,
BDP her hafta Doğu ve Güneydoğuda sokakta çocukları örgütlüyor, eylem yaptırıyor,
Sizlerde BDP batıya geldiğinde milleti örgütlüyor eylem yaptırıyorsunuz.
Bu tepkilerle vatanı kendinizin doğal olarak böldüğünüzün, tepkilerin sınırları belirlediğinin farkındamısınız.
Değilsiniz?
Değilsiniz?
Uyumaya devam etmeyin, gidin tepkinizi doğu ve güneydoğuda ortaya koyun.
Vatanın bölünmesine hep birlikte engel olun, şuursuzca bu işe çanak tutmayın!
Devletin ve milletin bölünmezliğinden, ülkenin bütünlüğünden yana taraf olun.