Dört mevsim var. Her biri kendine has güzellikleri ve zorlukları ile hayatımıza renk katar. 

Yazın sıcağında kavrulur, kışın soğukta titrer, ilkbaharın canlanışıyla umutlanır, sonbaharın hüzünlü güzelliğinde duygulanırız. 

Peki ya hiç yaşamadığımız, varlığını sorguladığımız bir mevsim olsaydı? 

Beşinci mevsim!...

Nedense ben hep o beşinci mevsimi bekledim. 

Güz gülleri gibi, her mevsimden biraz farklı, her mevsimden biraz daha özel bir mevsim. 

Belki de o mevsimde her şey mükemmel olacaktı. 

Her çiçek açacak, her kuşun yuvası olacak, her güneş ışıl ışıl parlayacak, her karanlık gece dolunayla aydınlanacak, her kalp sevgiyle dolup taşacaktı.

Aylar bir birini kovaladı, mevsimler geldi geçti. Ve ben o beşinci mevsimi bir türlü göremedim.

Belki de hiç var olmamıştı. Ya da ben onu yanlış yerde aradım. 

Belki de beşinci mevsim bir yer değildi; bir duygu, bir ruh haliydi. 

Belki de içimizde, kalbimizde bir yerlerde gizliydi.

Belki de beşinci mevsim, umut etmeyi, inanmayı ve sevmeyi asla bırakmamaktı. 

Belki de her mevsimde güzellik bulmayı, her zorluğun üstesinden gelmeyi öğrenmekti. 

Belki de beşinci mevsim, kendi içimizdeki o eşsiz gücü keşfetmekti.

Beşinci mevsim belki de hiç gelmeyecek. Ama bu, umut etmeyi bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. 

Belki de beşinci mevsim, onu aramaktan asla vazgeçmememiz içindir. 

Belki de beşinci mevsim, yolculuğun kendisidir.

Belki de beşinci mevsim, bizim onu yarattığımız şeydir.

Beşinci mevsim, somut bir mevsimden ziyade, hayal gücümüzün ve umutlarımızın can bulduğu bir evrendir. Bu evrende, varoluşun olağan kuralları esnetilir ve imkânsız görünen olasılıklar mümkün hâle gelir.

Beşinci mevsimde karanlık yer yoktur. Güneş her daim parlar, etrafı aydınlatır ve ısıtır. Soğuktan ve karanlıktan eser kalmaz.

Beşinci mevsimde nefret, öfke ve kin gibi duygular yerini sevgiye bırakır. İnsanlar barış içinde bir arada yaşar, birbirlerine saygı ve anlayış gösterir.

Beşinci mevsim, umudun ve değişimin sembolüdür. 

Bu mevsim bize, her zaman daha iyisinin mümkün olduğunu ve her şeye rağmen sevgi ve barışın kazanacağını, iyilerin galip geleceğini hatırlatır.

Bazıları için beşinci mevsim, ulaşılamaz bir ütopya olabilir.

Bazıları için de, içimizde var olan bir potansiyel olabilir. 

Belki de beşinci mevsimi yaratmak bizim elimizdedir. Sevgiyle, umutla...

Hayal gücümüzle o mevsimi var edebiliriz, gerçeğe dönüştürebiliriz.

Kim bilir, belki de bir gün beşinci mevsimi gerçekten keşfederiz. 

O güne kadar, her mevsimde güzellik bulmaya ve umut etmeye devam edelim.