Kadın, deyip geçmemeli, küçümsememeli, hafife almamalı. O, bir kelime, bin bir anlam. Bir nefes, bin bir hayat.

Onu anlatmaya kelimeler yetmez, cümleler kifayetsiz kalır. Çünkü o, sabrın, sevginin, emeğin ve hayatın ta kendisi.

Kadın, deyip geçilmemeli... Üzerine şiirler yazılmalı, şarkılar bestelenmeli, romanlara konu olmalı.

O, her birimizin hayatında farklı bir role bürünür; bazen arkadaş, bazen sevgili, bazen eş, bazen anne, bazen kız evlat, bazen dost, bazen sırdaş... Ama her hâlükârda vazgeçilmezdir.

Kadın, sabırla sınanır... Hayatın zorluklarına göğüs gererken, yüreğindeki sevgiyi ve şefkati asla kaybetmez.

Bir çocuğun yetişmesinde, bir evin ayakta durmasında, bir yüreğin ısınmasında hep o vardır.

Sabrı, dağları eritir, denizleri durultur. 

Onun sabrı, bir annenin evladı için döktüğü gözyaşında, bir eşin yorgunluğunu gizleyen gülümsemesinde, bir kız evladın babasına sarılışında saklıdır.

Şarkılarda aranır kadın... Türkülerde, arabesk şarkıların hüzünlü melodilerinde hep onun izi vardır.

Bir sevdanın kahramanı, bir ayrılığın mağduru, bir kavuşmanın sırrıdır.

Şarkılar onun için yazılır, onun için söylenir. Çünkü o, yüreklerdeki en derin duyguların tercümanıdır.

Şiirlerde aranır kadın... Her mısra, her dize onun güzelliğini, zarafetini, sabrını anlatır.

Şairler, onun gözlerinden bahseder, gülüşünden ilham alır. Çünkü o, şiirin ta kendisidir. 

Bir bakışıyla dünyayı değiştirir, bir dokunuşuyla yaraları sarar. Şiirler, onun için yazılır, onun için okunur.

Romanlarda aranır kadın... Her sayfada, her satırda onun hikâyesi vardır. 

Kimi zaman bir aşkın kahramanı, kimi zaman bir mücadelenin sembolüdür.

Romanlar, onun hayatını anlatır, duygularını yansıtır. Çünkü o, hayatın ta kendisidir. 

Romanlar, onun için yazılır, onun için okunur.

Kadın, sevenin kalbinde bir eştir... Varlığı, hayatı anlamlı kılar. Bir eş olarak, bir dost olarak, bir yoldaş olarak hep yanındadır. 

Sevgisi, bir ömre bedeldir... Yüreğindeki sevgi, bir ömür boyu sürecek bir şarkıdır. 

Onun varlığıyla günler aya, aylar yıllara eklenir. Ömür dediğin nedir ki? O, ömre ömür katar.

Kadın, bir çiçek gibidir... Nazik, zarif ama bir o kadar da güçlü. Her bir yaprağı, hayatın farklı bir yönünü temsil eder. 

Kimi zaman bir gül gibi dikenlidir, kimi zaman bir papatya gibi sadedir... Ama her hâlükârda güzeldir.

Onun güzelliği, sadece dış görünüşünde değil, yüreğindedir. Yüreğindeki sevgi, sabır, emek onu eşsiz kılar.

Kadın, bir yıldız gibidir... Karanlık gecelerde yol gösterir, umut olur. Onun varlığı, hayatın anlamını değiştirir. 

Bir yıldız gibi parlar, etrafına ışık saçar. Işığı, yürekleri aydınlatır, hayatı güzelleştirir.

Kadın, bir şarkı gibidir... Melodisiyle yürekleri titretir, sözleriyle duygulara tercüman olur. Şarkısı, bir ömür boyu dinlenir. Her dinleyişte farklı bir anlam kazanır. Çünkü o, evet, hayatın ta kendisidir.

Öyleyse kadın, deyip geçmeyelim. Sabrını, sevgisini, emeğini her daim hatırlayalım.

Bugün, 08 Mart Dünya Kadınlar Günü. Kadınlar, ailelerimizin temel taşı, iş dünyasının vazgeçilmez gücü, sanatın ve bilimin ilham kaynağı. Yaşamın her alanında gösterdiği başarılar, fedakarlıklar ve güçlü duruşlarıyla örnek oluyorlar. 

Bugün, kadınların eşitlik, adalet ve özgürlük mücadelesinde katettiği yolu kutlarken, hala aşmamız gereken engellerin de farkındayız. 

Kadınların hakları için mücadele etmek, sadece bir gün değil, her gün sürdürmemiz gereken bir sorumluluktur.

Unutmayalım ki, kadınların güçlenmesi, toplumun güçlenmesi demektir. 

Kadınların potansiyelini ortaya çıkarabildiği, eşit fırsatlara sahip olduğu bir dünya, hepimiz için daha adil ve yaşanabilir bir dünya olacaktır.

Bu özel günde, tüm kadınların sevgi, saygı ve hak ettiği değeri görmesini diliyorum.

Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun!