Geçen hafta Cuma günü, Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskiy, Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) kritik bir ziyaret gerçekleştirdi.

Bu ziyaretin temel amacı, iki ülke arasındaki stratejik ilişkileri güçlendirmek, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırgan tutumu karşısında uluslararası desteği artırmak ve savaşın sona erdirilmesine yönelik barış koşullarının altyapısını oluşturmaktı.

Ancak Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump ve ekibi ile yapılan görüşmede beklenmedik bir gerginlik yaşandı. Görüşmenin en tartışmalı konusu, medyada yer alan bilgilere göre nadir toprak elementleri oldu.

Bu gelişme, uluslararası ilişkilerde ekonomik çıkarların ne kadar belirleyici bir rol oynadığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Nadir toprak elementleri, modern teknolojinin bel kemiğini oluşturan 17 farklı elementmiş. Akıllı telefonlardan elektrikli araçlara, rüzgâr türbinlerinden savunma sanayisine kadar pek çok kritik alanda kullanılıyormuş.

Özellikle yeşil enerji teknolojileri ve askeri sanayi için vazgeçilmez kabul edilen bu elementler, küresel ekonomi ve güvenlik açısından stratejik bir öneme sahipmiş. Sizi bilemem ama ben bunları yeni öğrendim.

Dünyadaki nadir toprak elementleri üretiminin büyük bir kısmı Çin’in kontrolündeymiş. 

Edindiğimiz bilgiler doğru ise bu durum, Çin’e küresel tedarik zincirlerinde büyük bir güç kazandırmaktadır.

ABD ve Avrupa Birliği'nin (AB), bu bağımlılığı azaltmak için alternatif kaynaklar arayışına girmesi doğal. 

Son yıllarda, Ukrayna'nın zengin nadir toprak elementi yataklarına sahip olduğu ortaya çıkmış ve bu kaynaklar, ülkenin ekonomik kalkınması ile Batı ile stratejik iş birliği açısından büyük bir fırsat olarak görülmektedir.

Zelenskiy’nin ABD ziyareti, öncelikle Ukrayna’ya yönelik askeri ve ekonomik desteği artırmak amacıyla gerçekleşti. Ancak nadir toprak elementleri konusunun gündeme gelmesi de sürpriz olmadı. Çünkü, ziyaret öncesi konu Trump'ın yaptığı konuşmalarda birkaç kez yer aldı.

Ukrayna’nın sahip olduğu bu stratejik kaynaklar, ABD için Çin’e olan bağımlılığı azaltma fırsatı sunuyor. 

Aynı zamanda, Ukrayna'nın bu elementleri kendi başına işleyip ihraç etme kapasitesini artırması, ülkenin ekonomik olarak güçlenmesine katkı sağlayabilir.

Ancak Beyaz Saray’daki görüşmede beklenmedik bir gerginlik yaşandı. İki lider, nadir toprak elementlerinin işlenmesi, ihracatı ve paylaşımı konusunda ciddi bir anlaşmazlığa düştü.

ABD, Ukrayna’nın bu elementleri işlemek için gerekli altyapıya sahip olmadığını ve sürecin ABD’nin teknolojik ve finansal desteğiyle yürütülmesi gerektiğini savundu. Zelenskiy'de, Ukrayna’nın bu kaynaklar üzerinde tam kontrol sahibi olması gerektiğini vurguladı.

Bu anlaşmazlığın temelinde, iki ülkenin ekonomik ve stratejik çıkarlarının çatışması yatıyor tabii. 

ABD, Ukrayna’nın nadir toprak elementlerini işlemesi ve ihraç etmesi sürecinde Amerikan şirketlerine öncelik verilmesini istiyor. 

Bu talep, ABD’nin küresel tedarik zincirlerindeki bağımlılığını azaltmak ve ekonomik çıkarlarını korumak için kritik bir adım olarak görülüyor.

Ancak Ukrayna, bu durumu doğal olarak ekonomik bağımsızlığına yönelik bir tehdit olarak algılıyor. Ve Zelenskiy, ülkesinin bu kaynaklar üzerinde tam egemenlik hakkına sahip olması gerektiğini savunuyor. 

Ukrayna, bu kaynakların işlenmesi ve ihracatında daha dengeli bir iş birliği modeli önerirken, ABD kendi çıkarlarını öncelikli tutan bir yaklaşım sergiliyor.

Öte yandan, Ukrayna’nın bu elementleri işleyebilecek gelişmiş bir altyapıya sahip olmaması, ABD’nin süreçte baskın bir rol üstlenmesine neden oluyor.

Zelenskiy’nin ABD ziyareti, iki ülke arasındaki stratejik iş birliğini güçlendirmek adına önemli bir fırsattı. Ancak nadir toprak elementleri konusunda yaşanan gerginlik, ekonomik çıkarların uluslararası ilişkilerde ne denli belirleyici olduğunu bir kez daha gösterdi.

Ukrayna, bu kaynakları kendi ekonomik kalkınması için kullanmak isterken, ABD ise küresel tedarik zincirindeki bağımlılığını azaltmak adına bu kaynaklara erişmek istiyor.

Her iki tarafın da kendi çıkarlarında ısrarcı olması, daha dengeli ve adil bir iş birliği modelinin geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Aksi takdirde, nadir toprak elementleri gibi stratejik kaynaklar, gelecekte yeni uluslararası gerilimlere neden olabilir.

Ukrayna’nın bu kaynakları işleyebilecek altyapıyı geliştirmesi ve ABD’nin de bu süreci desteklerken Ukrayna’nın egemenliğine saygı göstermesi, iki ülke arasındaki iş birliğinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır.

Sonuç olarak, Zelenskiy’nin ABD ziyareti, Ukrayna’nın ekonomik kalkınması, barış görüşmelerinin ilerleyişi ve küresel tedarik zincirlerindeki dengeler açısından kritik bir dönüm noktası olmuştur.

Bu süreçte yaşanan gerginlikler, iki ülkenin çıkarlarını uzlaştırmak için daha fazla diplomasi ve iş birliği gerektiğini açıkça ortaya koymuştur.

Tartışma sonrası, yakın bir zamanda ABD ve Ukrayna ilişkilerinin tahminlerin ötesinde ilerleme kaydedeceği ve iki ülke arasında nadir toprak elementleri anlaşmasının karşılıklı olarak imzalanacağı öngörülüyor. 

Daha açık bir ifadeyle, Ukrayna buna mecbur kalacak. 

Öte yandan, Rusya'yla barış görüşmelerinin en kısa sürede başlatılması kaçınılmaz görünüyor. Çünkü Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve İngiltere oldukça tedirgin.