TCMB, Eylül ayı politika faizini beklentiler doğrultusunda 50%’de sabit bıraktı.  Geçen ayki yazımızda değindiğimiz gibi piyasa faizin hareketinden çok TCMB’nin metinde yazdıklarını daha çok takip etmektedir. Merkez Bankası bu ay metinde “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkin şekilde kullanılacaktır”. İfadesine yer vermiştir. Bu ifadeden de halen faiz indirimi bekleyen birtakım görüşlere istinaden TCMB için faiz indirimi hususunun halen daha bir seçenek olmadığını anlamaktayız. Konuda rasyonel bir yorum yapmak gerekirse yıl sonuna dek bir faiz indiriminin yapılmasının çok mümkün olduğunu düşünmüyorum. Hatta tahminlemeyi daha da ilerletmek gerekirse FED’in bu ay yaptığı 4 yıl sonra ilk kez olan faiz indirimi gelecek toplantılarda da devam ederse TCMB’nin TL üzerindeki kırılganlığı korumak adına faize uzun süre dokunmaması bizim için sürpriz olmaz. Fed başkanı Powell enflasyonun önemli ölçüde azaldığını dile getirirken yüzde 2 enflasyon hedefine henüz ulaşamadıklarını ama göstergelerin iyiye işaret ettiğini söylemiştir. Enflasyonun ve ekonomik verilerin sıkı takip edildiğini dile getiren Powell uygun olması halinde faiz oranlarını daha hızlı ve daha yavaş indirebileceklerini ya da duraklatabileceklerini dile getirmiştir. Bu demeçten de anlaşılacağı üzere Fed’in faiz indirimlerine devam edebileceği aşikardır. Ülke ekonomimiz için dolaşımdaki Usd’nin artması TL üzerindeki kur baskısının karşılanmasını daha kolay hale getirecek olup TCMB’nin faiz indirimi konusunu ötelemesi düşüncelerine destek olacaktır.

Yurt içi talepte dengelenme, Türk Lirasında reel değerlenme yani kurun artışı kadar enflasyonun aynı oranda artmaması ve Enflasyon beklentilerinde ileri zamanlı düzelme bu 3 başlıkta bir iyileşme olmadığı sürece Merkez Bankası şahin olmaya devam edecektir. Yani para politikası araçlarını etkin şekilde ekonomiyi düzeltmek kullanacaktır. Aylık enflasyon ana eğilimini düşürmeye çalışan TCMB enflasyondaki yukarı yönlü risklerin devam ettiğine metinde yer vererek aslında bir kez daha faiz indirimi hususunun bir seçenek olmadığını piyasaya bildirmektedir.
TCMB tarafından açıklanan bir başka veriye göre bir önceki hafta 172 milyar Usd olan yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı 13 Eylül haftası ile 170 milyar Usd’ye gerilemiştir.  Gerçek kişilerin Usd’ye olan talebinin devam ettiği anlaşılan verilerde azalmanın tüzel kişiliklerin yaptığı satışlar sebepli olduğu açıklanmıştır. Ekonomik verilerin iyileşmesi adına gerçek kişilerin dolara olan talebinin kısılmasının da önemli olduğu göz ardı edilmemelidir. Ayrıca bu veriden ülke içi yerleşiklerin ekonomiye olan güvenlerinin de anlaşılabilmesi verilerin takibinin oldukça önemli olduğunu bizlere sunmaktadır.

Piyasa mevcut ekonomik duruşa her geçen gün daha da alışmaktadır. TCMB’nin şahin görüşlerinin devam ediyor olması ekonomiye olan güven endeksinin iyileşmesini sağlayacak olup ekonomideki dış etkenler yanında hane halkı davranışlarından kaynaklanan bozulmaları da engelleyecektir.