Borsa Haftayı Baskı Altında Geçirdi 

Bu hafta borsa zayıf bir performans sergiledi. Jeopolitik riskler, küresel piyasalarda sınırlı etkiler gösterirken Türkiye piyasalarında ciddi bir baskı yarattı. Bist’te 8850 seviyelerine kadar geri çekilme yaşandı ve cuma günü gelen bir miktar tepki alımıyla 9100 seviyeleri test edildi.

Peki, borsa neden bu kadar geriledi? 

İlk olarak, İstanbul enflasyon verisi beklentilerin çok üzerinde geldi. Geçen ay %1,7 olan enflasyon, bu ay %3,9’a yükseldi. Bu artış, Eylül ayı genel enflasyonunun güçlü geleceği yönünde yorumlara neden oldu. Enflasyonun bu denli artması faiz indirimi beklentilerinin ötelenmesine sebep oldu ve piyasada olumsuz bir hava yarattı. Yabancı yatırımcıların faizlerin uzun süre yüksek kalacağı beklentisiyle piyasadan çekilmeye başlaması borsayı baskı altında bıraktı. Büyüme verilerinin de düşük gelmesiyle bilanço sonuçlarının kötüleşmeye devam etmesi bekleniyor. Bu borsayı daha da zor bir pozisyona sokarken, jeopolitik riskler de tabloyu daha da ağırlaştırıyor. İsrail’in savaş tutumu ve ABD’nin bunu destekleyici açıklamaları Türkiye borsası üzerinde büyük baskı kurdu. Özellikle İran’ın İsrail’e hafta içi gerçekleştirdiği misilleme, jeopolitik riskleri artırdı. Bu gelişmeler global piyasalarda sınırlı fiyatlanırken, Türkiye’de çok daha sert bir etki yarattı. İsrail borsasından bile daha fazla etkilenen Türkiye piyasasında, yatırımcıların bu haftaki panik satışları dikkat çekti. Jeopolitik Riskler, endeks mühendisliği ve panik satışları borsanın zayıf yapısını daha da belirgin hale getirirken, savaş söylemleri de piyasada sert hareketlere neden olmuştur. Perşembe günü açıklanan TÜFE verisi de piyasalara olumsuz yansıdı. %2,97’lik aylık artış beklentilerin üzerinde geldi ve yıllık enflasyon %48,3 beklenirken %49 olarak açıklandı. Hem aylık hem yıllık bazda istenilen seviyelere ulaşılmaması, dezenflasyon sürecinin beklenildiği gibi ilerlemediğini gösterdi. Bu durum, erken faiz indirimi beklentilerinin de ötelenmesine neden oldu. JP Morgan, faiz indiriminin Kasım’da değil, ocak ayında gerçekleşeceğini öngörürken, Morgan Stanley ise bu yıl faiz indirimi beklemediklerini açıkladı. Yurt içi ekonomistler de artık faiz indiriminin kolay olmayacağını düşünüyor. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın mecliste yaptığı açıklamalarda da şahin duruşunu sürdürdüğünü gördük. Hizmet enflasyonu %4,9 ile son 7 ayın en yüksek seviyesine çıktı. Özellikle kira fiyatlarının etkisiyle bu oranın arttığı aşikardır. Dolayısıyla, en erken faiz indirimi aralık ayında olabilir, fakat piyasa ocak ayını fiyatlamaya başladı bile. Faiz indiriminin gecikmesi, borsayı baskılamaya devam edecektir. Mevduat faizlerinin yüksek kalması, faize hassas şirketleri olumsuz etkilerken uzun vadeli tahvil fiyatlarının artması da değerlemeleri baskılıyor. Yüksek faiz, büyümeyi olumsuz etkileyerek bilanço verilerini kötüleştiriyor.  Bu ve benzeri sayılan sebepler dolayısıyla Bist oldukça baskılanarak olması gereken seviyelere çıkamamaktadır.

Borsa Tepki Alımlarıyla Yükselir mi? 

Bu hafta Bist100 endeksi 8850 seviyelerine kadar geriledi ve bu noktadan bir tepki geldi. Hisse değerlerinin olması gerekenden çok daha düşük seviyelerde olması, tepki alımlarını artırdırdığını düşünmekteyim. Ancak jeopolitik riskler devam ettiği sürece, bu seviyelerden geri dönüş başlıyor demek zor. 9200 seviyelerinin altı teknik olarak zayıf bölgeler ve 8800 seviyesinin dip olduğunu söylemek de oldukça zor. Artık 8700’ün altına sarkılmadığı sürece güçlü bir tepki noktasını söylemek zor olacaktır. 200 günlük ortalamanın bulunduğu 9500 seviyelerine çıkılmadığı sürece kalıcı bir yükseliş beklemek doğru olmayacaktır. Bu noktada yatırımcılara önerimiz, kaldıraçlı işlemlerden uzak durmaları ve kademeli alımlar yapmalarıdır. Bilanço verileri iyi gelecek firmalardan kademeli alım yapmak veya hisse değişimi yapmak mantıklı olabilir. Cuma günü gelen artış aslında sürpriz olarak değerlendirilebilir. Genelde hafta bitişlerinde borsa baskılanarak satış yönünde tepki göstermektedir. Jeopolitik risklere rağmen bu hafta kapanıştaki artış borsa için olumlu yorumlanabilir. 

Altın ve Petrol Piyasası 

Bu hafta altın tarafında ise yatay bir kapanış yaşandı. Altın için iyi haber, jeopolitik risklerin artması. Kötü haber ise Amerikan Merkez Bankası FED’in şahin duruşunu koruması oldu. Yani FED faiz artırarak enflasyonu kontrol altında tutmayı ve para arzını sınırlamayı amaçlamaktadır. Bu tarz eğilimlerde borsa ya yatay seyrini korur ya da düşüş bandına ilerler. Ayrıca bu şahin görüşler sonrası güvenli liman olarak USD’ye olan talep artar ve altına olan talebin düşmesine sebep olur. Talebi düşen malın fiyatı da gerileyecektir. Bunun yanında son dönemde aşırı alım bölgesinde olan altın büyük fonların da temkinli davranmasına sebep olmaktadır. Ancak savaş riski her zaman altına olan talebi canlı tutacaktır. Amerikan verileri kötü gelirse yani Amerikan Merkez Bankası şahin görüşlerini devam ettirirse bu Usd’ye olan talebi artıracağı gibi kısa vadede altının geri çekilmesine sebep olacaktır. Ons altında 2630 Usd seviyesinin aşağı yönlü kırılması alım fırsatları yaratabilir. Yıl bitmeden gram altında ise 3150-3200 TL seviyelerinin test edilebileceği görüşü piyasada hakimdir.