Avrupa Merkez Bankası Faiz Kararı

Bu hafta Avrupa Merkez Bankası (ECB) sürpriz bir şekilde 25 baz puanlık faiz indirimi açıkladı. Piyasanın beklentisi, Avrupa ekonomik verilerindeki zayıflık ve büyüme endişeleri nedeniyle 50 baz puan indirim yönündeydi. Alınan bu karar, ECB’nin faiz indirimi konusunda geri kaldığı yorumlarına neden oldu. Faiz indirimlerinin dezenflasyonist bir ortamda gerçekleşmesi dikkat çekici olsa da, bu düşüşün talep daralmasından kaynaklandığı unutulmamalıdır.

Faiz kararının ardından EUR/USD paritesinde sınırlı bir aşağı yönlü hareket görüldü. Eğer beklenen 50 baz puanlık indirim gerçekleşseydi, Euro’nun dolar karşısında daha sert bir düşüş yaşaması beklenirdi. Avrupa’da ekonominin canlanması adına önümüzdeki dönemde faiz kararlarının yanı sıra yeni genişlemeci politikalar da gündeme gelebilir.

Amerika ve FED Beklentileri

Amerika tarafında gözler önümüzdeki hafta açıklanacak FED faiz kararına çevrildi. FED öncesinde açıklanan TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) verisi beklentilere paralel gelirken, ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) verisi beklentinin üzerinde gerçekleşti. ÜFE’deki bu artış, üretim maliyetlerinin yükselmeye devam ettiğini ve bunun önümüzdeki aylarda tüketici fiyatlarına yansıyabileceğini gösteriyor. Piyasalar şu an için 25 baz puanlık bir faiz indirimi olasılığını fiyatlamaktadır. Ancak asıl kritik nokta, FED’in önümüzdeki döneme ilişkin politika metninde nasıl bir yol haritası çizeceği olacaktır. FED’in faiz indirimlerine 2025 yılında da devam edip etmeyeceği faiz kararından daha çok piyasanın yönünü belirleyecek etken olacaktır.

Trump’ın yeniden başkanlığı eski Trump döneminde olduğu gibi güçlü dolar politikasının yeniden devreye girmesi beklentisini piyasada oluşturmuştur. Bununla birlikte Trump’ın dile getirdiği gümrük tarifelerindeki artış küresel ticaret üzerinde baskı oluşturabilir ve bu da enflasyonist bir ortamı tetikleyebilir. Dolayısıyla, FED ’in bu süreçte ekonomik büyüme ve enflasyon arasındaki dengeyi nasıl sağlayacağı büyük bir merak konusu olacaktır.

Altın Piyasası

Altın fiyatları, geçtiğimiz hafta hareketli bir seyir izledi. Ons altın 2.720 dolar seviyelerine kadar yükselirken, gram altın 3.056 TL seviyesini test etti. Bu yükselişte Orta Doğu’daki jeopolitik gelişmeler ve Çin Merkez Bankası’nın uzun bir aradan sonra yeniden altın alımına başlaması etkili oldu. Özellikle Çin’in rezerv politikası, altına olan talebi artırarak fiyatların yükselmesini destekledi.Hafta sonuna doğru ise ABD’den gelen ekonomik verilerle birlikte altın fiyatlarında satış baskısı oluştu. ÜFE verisinin beklentilerin üzerinde gelmesiyle birlikte dolar güçlendi ve altın fiyatları 2.660 dolar seviyelerine kadar geriledi.

Önümüzdeki hafta FED faiz kararı, altının yönünde belirleyici olacaktır. Faiz indirimlerinin gecikmesi ya da sınırlı kalması durumunda, doların güçlü kalmaya devam etmesi altın üzerinde baskı yaratabilir. Ancak jeopolitik risklerin sürmesi, altının güvenli liman özelliğini desteklemeye devam edecek gibi görünmektedir.

Borsa İstanbul

Borsa İstanbul (BIST 100) haftayı 10.125 puan seviyesinden kapattı. Haftaya 9.962 seviyelerinde başlayan endeks özellikle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) aralık ayında faiz indirimi yapacağı beklentisi ve Suriye’deki gelişmelerle ile birlikte 200 günlük ortalamanın üzerine çıktı. Bunun yanında Türkiye’de asgari ücret zammına ilişkin beklentilerin de piyasada olumlu fiyatlandığı görülmektedir. Kulis bilgilerine göre, asgari ücret artış oranının %32,5 seviyesinde olacağı tahmin ediliyor. Borsada kısa vadede en önemli destek seviyesi 9.920 puan olarak öne çıkarken, yukarı yönlü hareketin devam etmesi için bu seviyenin üzerinde kalıcılık sağlanması gerekmektedir. Eğer endeks, bu seviyenin altına sarkarsa satış baskısının artmasıyla düşecektir. Ancak faiz indirimine yönelik beklentiler ve ülkedeki 5 milyon Suriyelinin kendi ülkelerine dönüş haberleri enflasyonu artıran en önemli kalem olan kiraları düşüreceğinden enflasyonun düşeceği beklentilerini kuvvetlendirerek Borsa İstanbul’un yükseliş potansiyelini desteklemeye devam etmektedir. Sonuç olarak, bu hafta piyasalarda küresel faiz kararları, jeopolitik gelişmeler ve enflasyon verileri öne çıkarken, yatırımcıların endeksteki volatilite (dalgalanma) sebepli risk yönetimine dikkat etmesi önem taşımaktadır. Önümüzdeki hafta FED faiz kararı ve TCMB’nin politikaları, piyasalarda yönü belirleyecek kritik unsurlar olacaktır.