Son zamanlarda artan sahipsiz köpek saldırıları, şehirlerimizin güvenliği için endişe verici bir hal almış durumda. 

Bu durum, hem hayvan severleri hem de can güvenliğini önemseyen tüm vatandaşları derinden üzmektedir.

Elbette ki, hayvan sevgisi ve merhameti savunmak önemlidir. 

Ancak bu sevgi ve merhamet, insan hayatını ve güvenliğini tehlikeye atmamalıdır. 

Sokaklarda başıboş gezen, aç kalan, hızla üreyen ve saldırganlaşan köpekler, hem insanlara hem de diğer canlılara zarar verebilmektedir. 

Özellikle çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve engelliler, bu saldırılara karşı daha da savunmasızdırlar.

Bu sorunun çözümü için, sadece hükümete ve yerel yönetimlere yüklenmek doğru değildir. 

Bu sorunun sorumluluğu, tüm kamuoyuna, yerel yönetimlere, ilgili kurumlara ve sivil toplum kuruluşlarına aittir.

Sahipsiz köpeklerin ilk önce barınaklara alınması ve burada gerekli kontrollerden geçirildikten sonra sahiplendirmeye açılması, bu sorunun en temel çözümüdür. 

Buna bazı hayvanseverlerin karşı çıkmasını anlamak gerçekten zor.

Barınaklar, köpeklerin sağlıklı ve güvenli bir ortamda yaşamalarını sağlayarak, hem hayvan refahına katkıda bulunur hem de şehir güvenliğini artırır.

Bunun yanında, sahipli köpeklerin de tasma ve ağızlık takma zorunluluğunun sıkı bir şekilde denetlenmesi gerekmektedir. 

Sahiplerinin sorumluluklarını yerine getirmesi ve köpeklerini kontrol altında tutması, bu sorunun önlenmesinde büyük rol oynayacaktır.

İnsanların yoğun olduğu caddelerde, parklarda tehlike oluşturan, sokaklarda kontrolsüz bir şekilde sürü halinde dolaşan köpeklerin yerel yönetimler tarafından toplanmasına karşı çıkmakla bu sorunun üstesinden gelinemez.

Hayvanseverler bu sorunun çözümü için atılan adımları mutlaka desteklemeli, yerel yönetimlere yardımcı olmalı ve üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir.

Sokak hayvanlarına yiyecek ve su vermenin yanında, onları barınaklara götürerek veya sahiplendirerek bu sorunun çözümüne katkıda bulunabilirler.

Unutmayalım ki, hayvan sevgisi ve şehir güvenliği birbiriyle çelişmez. 

Bu iki değeri de gözeterek, tüm canlılar için daha yaşanabilir ve güvenli şehir ortamı oluşturmak şart.

Bunu dünyada pek çok ülke başardı, biz de başarabiliriz.