Boyabat’ın bereketli toprakları ve zengin doğası, tarımın yanında orman ürünleriyle de yerel halkın geçim kaynağını çeşitlendiriyor. 

Özellikle sonbahar mevsiminde köylülerin gözdesi olan kanlıca mantarı, bu sürecin en heyecan verici parçalarından biri. 

Topraktan gelen her ürün gibi, kanlıca mantarı da köylü için yalnızca bir gelir kaynağı değil, aynı zamanda bir gelenek, bir yaşam biçimidir.

Sonbaharın ilk serin sabahlarında, köy halkı sepetlerini ellerine alarak orman yolunu tutar. 

Gözleri, çam ağaçlarının altında kendini saklayan bu değerli mantarları ararken, ormanın kokusu ve doğanın sessizliği, bu anın manevi yönünü güçlendirir. 

Ormana adım atan herkes, bu serüvenin bir parçası olur. 

Kanlıca mantarının aranışı, sâdece bir toplama faaliyeti değil, aynı zamanda doğayla iç içe olmanın verdiği bir huzûr ve dinginliktir. 

Toplanan her bir mantar, doğanın sunduğu bir lütûf olarak kabul edilir.

Kanlıca mantarının ekonomik değeri, Boyabat halkı için büyük bir motivasyon kaynağıdır. 

Mantarın kilosunun 150 TL’yi bulması, köylülerin yüzünü güldürürken, şehir merkezine gelen ziyaretçiler de bu doğa hârikasını görme ve satınalma şansı bulurlar. 

Bu süreç, yalnızca maddî kazançla sınırlı değildir. Mantar toplamak, aynı zamanda bir sosyal etkinliktir. 

Komşular, aileler ve arkadaşlar bir araya gelir, birlikte vakit geçirir, birbirlerine mantar toplama noktaları konusunda tüyolar verirler. 

Bu, dayanışmanın ve paylaşımın en saf hâliyle yaşandığı anlardır.

Boyabat’ın Yöresel Ürünler Pazarı, mantar sezonunda âdeta bir şenlik havasına bürünür. 

Tezgâhlar dolup taşar, kasabaya alışverişe gelenlerle köylüler arasında sıcak bir iletişim kurulur. 

Pazardaki bu hareketlilik, sâdece Boyabat’ın ekonomisine katkı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda köy yaşamının kasabada da hissedilmesine neden olur. 

Bu pazar, yerel ekonominin can damarıdır; köylülerin emeğiyle kazandıkları her kuruş, onları daha da üretken kılar. 

Doğanın sunduğu bu nimetler, köyden kasabaya doğru bir akış yaratır, yerel halkın emeğini ve dayanışmasını görünür kılar.

Bu noktada kanlıca mantarı, köy yaşamının simgesi hâline gelir. Tıpkı hasat zamanında toprağın bereketiyle yüzleşmek gibi, sonbahar da ormanın bereketiyle gelir. 

Her yıl aynı döngü, doğayla kurulan bu güçlü bağın sürdüğünü hatırlatır. 

Topraktan ormana, ambarlardan pazara uzanan bu serüven, Boyabat’ın kırsal ekonomisinin temel yapı taşlarından biridir.

Bu geleneksel yaşam biçimi, aynı zamanda sürdürülebilir bir geleceğin de anahtarıdır. 

Kanlıca mantarının ekolojik dengesine zarar vermeden toplamak, ormanların korunmasına ve yerel tarımın doğaya uyumlu bir şekilde sürdürülmesine olanak tanır. 

Toprağın, ormanın ve insanın birbirine olan bu kadîm bağı, Boyabat’ın kırsal kültürünü ve yerel ekonomisini ayakta tutar.

Sonuç olarak, Boyabat halkı için kanlıca mantarı yalnızca bir ekonomik değer değil, aynı zamanda doğayla iç içe yaşamın bir yansımasıdır. 

Bu döngüde yer alan her bir birey, doğanın sunduğu nimetlere minnettarlıkla yaklaşır, onu koruyarak ondan faydalanır. 

Kanlıca mantarı sezonu, köylülerin emeğinin, doğanın cömertliğinin ve yerel ekonominin bir araya geldiği bu büyülü anları temsil eder.