Öncelikle rahmet yağmurları ile her bir yanımızı kuşatan Ramazan ayının tüm İslam Âlemine, hayır, bereket, kardeşlik ve huzur getirmesini temenni ederim. On bir ayın sultanı kabul edilmiş bu mukaddes oruç ayı, bütün Müslümanların Allaha olan inayetlerini ibadet ederek, bir kes daha gösterdiği aydır.  Oruç tutarak, namaz kılarak, yardımlarda bulunarak, dinimizin biz Müslümanlara emrettiği bütün vazifeleri yerine getirmeye çalıştığımız bu günlere de dikkat edilmesi gereken bazı hususlar olduğunu düşünmekteyim.  

Bir Hadisi Şerifte şöyle diyor: “İbadetin en küçüğü yerdeki engeli kaldırmaktır” engel dediğimiz zaman aklınıza yoldaki bir taş, bir çöp gelebilir ya da bir engel. Ben dinimizi mantık dini olarak görüyorum. Çünkü o kadar şeffaf ki; Vicdanın kabul etmediği hiçbir eylemin, dinimizde yeri bulunmamakta. Birde şu hadisi Şerif var:   “Temizlik imandandır” Bu hadisi Şerif evrensel geliyor bana. Evde, sokakta, doğada yani dünyanın her bir metre karesinde İmanımızdan ötürü temiz olmamız gerekmekte. Bu Âlem biz insanoğlu için yaratıldı. Şöyle de denilebilir mi? Vicdan ve Din birbiri ile bağlantılı olduğuna göre,  neden halen çevremizi kirletiyoruz?  Neden temiz bir toplum için hep birlikte çalışmıyoruz? Alın size evrenselliğe bir örnek:   Ben bunca yıldır Cami bahçesine çöp atan birini görmedim, Çünkü Temizlik İmandandır nede olsa hiç oraya çöp atılır mı?  Dinimizin emrettiği her kuralı evrensel değerlendirelim.  Caminin bahçesine atmadığımız çöpü hiçbir yere atmayalım. Caminin bahçesinde bulunan çöpü nasıl alıp atıyorsak, her yerde yapalım bunu.  Kusura bakmayın ama ben çevre temizliğini sadece belediyenin görevi olarak görmüyorum.  Bu vazife Vicdani olarak, İmanımızın bizlere emrettiği bir kuraldır. 

Hz. Ömer (r.a)  “Kişinin beş vakit namazına değil, Yaşam tarzına bakınız”   sözünün anlamı günümüzde daha da büyümekte. Barbarlığa doğru koşar adım gittiğimiz, İnsanların birbirlerini sudan sebeplerden kırdığı, büyük ile küçüğün arasında hiçbir farkın kalmadığı, doğru ile yanlışın şaşılaştığı, maddiyatın maneviyattan da baskın çıktığı bir çağdayız maalesef. Hâlbuki Dinimiz bizlere hayatımızın tüm evresinde yapmamız ve yapmamamız gereken her şeyi açıklamış. Ramazan ayı içerisinde olduğumuz bu dönemde, geçen yıllardan hatırlıyorum, yok oruçluyken şunlar yapılır bunlar yapılmaz. Valla bu zamana kadar iftardan sonra şarap içilirde dendi, Denize girilirde dendi. Bunun gibi birçok saçmalıklar duyduk. Benim inandığım tek bir şey var oda şudur; Oruç tutmak nefis terbiyesidir, oruçlu olmak Allah için kendini mühürlemektir. Bu dünyaya kimse vicdansız olarak gelmedi,  bu yüzden hiç endişe etmeyiniz çünkü vicdan mekanizması dinimiz gibi şeffaf ve saydamdır.  Hani o içimizdeki ses vardır ya bize yanlış bir şey yaptığımızda uyaran, doğru yaptığımızda ise içimizi huzurla dolduran, işte bu vicdandır. Onun kabul etmediğini Dinimizde kabul etmez. İçiniz rahat ve aklınızda soru işareti yoksa doğru yoldasınız demektir.  Herkesin içerisinde bir Bilim Adamı, İlim Adamı ve Din Adamı olduğunu düşünüyorum,  Vicdanınızın kapısını araladığınızda bunların hepsini içeride göreceksiniz. Şimdiden Bütün ibadetleriniz, dualarınız ve niyetleriniz kabul olsun. Hayırlı Ramazanlar diliyorum.