İyilik ve güzellik dilemek, insanın iç dünyasını zenginleştiren, rûhunu besleyen bir eylemdir. 

Bu dilekler, yalnızca başkalarına sunulan bir armağan değil, aynı zamanda kişinin kendi rûhsal sağlığına yaptığı büyük bir yatırımdır. 

Kötü duygular, ne yazık ki insanı adım adım yıpratır; hem bedeninde hem rûhunda derin yaralar açar. 

Kin, nefret, haset gibi duyguların ağırlığı, insanın sırtında taşınması zor bir yük gibidir. 

Öyle ki, bu yükle yaşamaya çalışırken, zamanla insanın kalbi sertleşir, duyguları körelir, umudu azalır. 

Hâlbuki, iyilik ve güzellik dilemek, hem dilekte bulunana hem de muhatabına huzur ve sevgi aşılar.

Kötü insanlar, kapılarını kapatarak dünyalarını daraltır, kendilerini içten içe tüketir. 

Bu, bir tür kendini savunma mekanizmasıdır belki de; çünkü içlerinde taşıdıkları öfke ve kıskançlık, onları başkalarına karşı daha mesafeli, daha kapalı hale getirir. 

Her kapattıkları kapı, aslında onları yalnızlığa bir adım daha yaklaştırır. 

İnsan ne kadar çok kötülük biriktirirse, o kadar az sevgiye yer kalır kalbinde. Zamanla yalnızlaşır, soğur, çevresindekilere karşı duyarsızlaşır. 

Bu insanlar, başkalarının iyiliğini kıskandıkları için değil, kendi içlerinde bulamadıkları huzur ve sevgi yüzünden kapanırlar.

Buna karşılık, iyi insanlar her zaman aranır, sorulur. Onların etrafında bir ışık, bir huzur vardır. Ne kadar sessiz sedasız olsalar da, varlıkları kalplerde iz bırakır. 

İyi insanlar, sevgiyle doludur ve bu sevgiyi başkalarına da yansıtırlar. 

Onları bulmak belki zor olabilir, çünkü genellikle gösterişsiz, mütevâzi bir yaşam sürerler. Ama ne zaman birine ihtiyaç duyulsa, o iyiliğin sahibi hep hatırlanır, aranır, sorulur. Çünkü iyilik, insanın ruhunda kalıcı bir iz bırakır. O iz, zamanla genişler, büyür ve başkalarının da yüreğine dokunur.

İyilik ve güzellik dilemenin en büyük sırrı ise, bu dileklerin kişiyi de dönüştürmesidir. 

Bir başkasına güzellik dilediğinizde, aslında kendi iç dünyanızda da bir güzellik tohumu ekersiniz. 

Bu tohum büyüdükçe, çevrenizdeki dünyayı daha farklı görmeye başlarsınız. Olaylara ve insanlara bakış açınız değişir, daha hoşgörülü, daha sabırlı bir insana dönüşürsünüz. 

Kötü duyguların tam tersine, güzel dilekler rûhu hafifletir, kalbi genişletir ve insanın içindeki sevgiyi büyütür.

Sonuç olarak, kötülükle yoğrulan bir dünya, insanı içten içe kemirir; iyilikle şekillenen bir dünya ise sevgi ve umut yaratır. 

Kötü insanlar kapılarını kapatarak kendilerini yalnızlığa ve içsel karanlığa hapsederken, iyi insanlar her zaman aranan, özlenen ve sevgiyle hatırlanan kimseler olurlar. 

Bu yüzden, her fırsatta iyilik ve güzellik dilemek, hayatın en anlamlı eylemlerinden biridir. Çünkü, sonunda kazanan daima sevgi ve iyilik olacaktır.