Değerli gazeteci arkadaşım Turan Aslan "Marka şehir, marka siyasilerle olur!" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazının başlığı doğru olmakla birlikte sadece siyasileri sorumlu kılmanın yanlış olacağını düşünüyorum.

Şöyle ki; yaşadığı şehri markalaştırma yolunda profesyonelleşmeyi ön planda tutmayan kurum, kuruluş, belediye yöneticilerinin yanı sıra ticaret ve sanayi odalarının, dernek başkanlarının, kent konseyi üyelerinin de sorumlu kılınmasının gerekliliğine inanıyorum.

Bir şehrin geleceğini ancak şehrin aktörleri belirleyebilir. Tabi sözünü ettiğimiz aktörlerin yöneticilerinde vizyoner liderlik ve kişisel cesaretlilik varsa!

Yazımızın ilerleyen satırlarında bir şehri ete kemiğe büründüren yani şekillendiren aktörlerin yöneticilerinde olması gereken bazı ortak stratejik öneme sahip kurallardan bahsedeceğiz. Bu kuralların çarpıcı olduğu kadar; sade, anlaşılır, net, ortak akla hitap ettiğini göreceksiniz.

İlk kez 2008 yılında dünya nüfusunun yarısı şehirlerde yaşamaya başladı. 2050 yılında bu oranın yüzde 70’lere ulaşacağı tahmin ediliyor.

Dünyada her gün 180 bin kişi şehirli oluyor. Başlıca 100 şehir, dünya ekonomisinin yüzde 30’unu oluşturuyor.

Dünyada elde edilen enerjinin yüzde 75’i şehirler tarafından tüketiliyor.

Bazı şehirleri ziyaret eden turistlerin sayısı, yine bazı ülkelerin nüfusundan fazla olduğu verilerle ispat edilmektedir.

Önemli bir sosyo-ekonomik olgu haline gelen şehirlerin artık eskisi gibi yönetilmesi mümkün değil. Kaldı ki ziyaretçi, yatırımcı ve nitelikli yerleşimci çekebilmek için aralarında kıyasıya bir rekabet sürüyor.

Sadece Avrupa’da 150 bin yerleşim birimi bu rekabete dahil. 2030 yılında Çin’in bir milyondan fazla nüfuslu 221 şehre sahip olacağı hesaplanıyor. Aynı sürede Hindistan’ın ise 68 şehre.

Refahın oluşması bakımından şehirler, en önemli yerler haline geldi. Dünya gayrı safi hasılasının önemli bölümü şehirlerde oluşuyor ve yine şehirlerde harcanıyor.

İnsanlığın geleceği şehirlerin yönetimiyle ayrılmaz bir bütün oluşturuyor. Başarılı bir şehir yönetimi olmadan bir şehirde refah elde edilemiyor.

 

Bundan dolayı, pek çok ülkede şehrin insanları, "Marka Şehir", şehir yönetiminde profesyonelliğin nasıl sağlanacağı üzerinde özellikle duruyor.

Yeni dünya düzeninde şehirler ülkelerden daha çok önemli hale gelmeye başladı.

Artık rekabetin ülkeler arasında değil, kentler arasında olduğunun altı çiziliyor.

Bugün bazı büyük şehirler ülkelerden daha önemli ve popüler.

Bir şehrin, bugününün ve geleceğinin belirlenmesinde, yönetim zincirini oluşturan tüm aktörlerin dikkat etmesi gereken önemli kuralları var. Bu kuralları bilen ve uygulayan aktörlerin yöneticileri ancak marka şehirleri oluşturabilirler. Bunun için de allame-i cihan olunmasına lüzum yok sanırım.

Şehrin yönetiminde sorumluluğu bulunan tüm aktörlerin dünyanın farklı noktalarında çok sayıda olduğunu bildiğimiz model şehirlerin hikayesinden yola çıkmaları yeterli olacaktır. Onların deneyimlerinin kesiştiği noktaları bularak yeni projeler üretilmesi halinde, yapılan iş ciddi bir anlam kazanacaktır.

Gelelim bir şehri ete kemiğe büründüren yani şekillendiren aktörlerin yöneticilerinde olması gereken bazı ortak stratejik öneme sahip kurallara… İşte başarılı marka şehirlerin ortak stratejik kuralları:

1. Vizyoner önderlik ve kişisel yüreklilik.

2. Birbiriyle çatışan, akıl çelen onca fikir arasından, belli başlıklar üzerine odaklanabilme becerisi.

3. Talep odaklı yaklaşım.

4. Farklı unsurları bir araya getirebilme kapasitesi.

5. Yeni akım ve gelişmeleri sindirebilme.

6. Global görüş ve düşünce.

7. Kültürlerarası deneyim.

8. Temsil yeteneği,

9. İletişim üstünlüğü.

10. İnandırıcılık, genel kabul.

11. Durulması gereken yeri, zamanı kestirme.

12. Şan ve şöhreti en aza indirecek alçak gönüllülük.

13. Etkili girişkenlik.

14. Beklentilerin ötesini gerçekleştirme ve benzerleri…

Bu kuralları biz kurgulamadık. Buradaki amacımız birilerini eleştirmek kesinlikle değil. Marka şehir üzerine bizim dağarcığımızda veya belleğimizde bulunan bilgileri sizlerle paylaşmaktır. Faydalı olabiliyorsak bundan biz sadece memnuniyet duyarız.

Faydalanılan Kaynaklar:

1-       Kitap: Marka Şehir/Muhterem İlgüner, Chrıster Asplund.

2-       Makale:  Şehir Kuralları/Ünal Ersözlü/ Sabah Gazetesi/03 Ağustos 2011