TCMB politika faizini piyasa beklentileri doğrultusunda mevcut oran olan 50%’de sabit tutmuştur. Banka enflasyon risklerine karşın dikkatli bir tutum sergilemekte olup para politikasını sıkılaştırma ihtimaline işaret etmektedir.
Son verilere göre enflasyonda Mayıs ayında geçici bir düşüş yaşandı. İç talep ve hizmet enflasyonunun yüksek seyretmesi, enflasyonun genel eğilimini baskılamaya devam etmektedir.
Para Politikası Kurulu, sıkılaştırma önlemleri ile enflasyonun düşürülmesini ve fiyat istikrarını sağlamayı planlıyor. Parasal aktarım mekanizması desteklenirken enflasyon verilerinin sıkı bir şekilde izleneceği vurgusu yapılmaktadır. Enflasyonun bu sene sonunda %42, önümüzdeki yıl %23’e düşeceği beklentisi çerçevesinde politika faizinde bu sene sonuna kadar bir sürpriz olmazsa faiz indirimi yapılması mümkün gözükmüyor. Yeni yılla beraber faiz indirimlerinin mevcut enflasyonist ortamda gelişme kaydedilmesi akabinde kademeli şekilde yapılması piyasa yapıcılar tarafından öngörülmektedir.
Haziran ayı verileri incelendiğinde kredi büyüme hızının ve kredi kartı kullanım harcamalarının yavaşlamadığı görülmektedir. Önümüzdeki 3 aylık dönemde yaz mevsimi ile beraber harcamaların kısıtlanamayacağı aksine artacağının öngörüsü çok zor bir tahmin olmayacaktır. Yaz sezonu bitişi ile beraber beklenti büyümenin yavaşlayacağı ve enflasyonun üzerindeki etkilerin bir nebze olsun düşeceği yönündedir. 
21 Haziran haftası yabancı yatırımcı yatırımlarının 0.2 milyar dolar azaldığı, devlet tahvili portföyünün ise yatay seyrettiğini PPK metninde yer verilmiştir. Bankaların döviz pozisyonları ve swap işlemlerinde 1.2 milyar dolarlık giriş olduğu, Yurtiçi yerleşiklerin ise döviz mevduatına olan yönelimlerinin yaklaşık 1.6 milyar dolar kadar arttığı bilinmektedir.
Dövize olan talebin ülke yerleşiklerince kısılmadığı senaryoda TL faizlerin düşmesinin beklentisi çok rasyonel olmayacaktır. Bunun için reel faize yakın enflasyon verileri dikkate alınarak para ve maliye politikası yürütülmelidir.
Bu haftanın önemli diğer ekonomik göstergesi ise Cuma günü açıklanan Gri Liste kararıydı. Gri liste ülkelerin kabaca mali suçlara ne kadar eğimli olduklarını belirleyen ve 3 yılda bir güncellenen listedir. Ülkemiz bu hafta FAATF (Mali Eylem Görev Grubu) yetkilileri tarafından açıklanan yeni listede yer almadı. Karar ülke ekonomisi için oldukça önem arz etmektedir. Özellikle yabancı yatırımcının ülkemize olan güveni konusunda doğrudan etkili olacak olan haber finansal itibarı güçlendirme hususunda da oldukça olumlu sonuçlar verecektir. Borsa ve TL üzerindeki satış baskısının azalmasına yardımcı olacak olan haber ileride borçlanma maliyetlerinin düşmesine bile ön ayak olabilir.
Gri listeden çıkış ülke için tek başına bir anlam ifade etmeyeceği gibi ekonomik verileri iyileştirme yolunda güzel bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Son yıllarda oldukça kırılgan bir para birimi haline gelen TL değerinde bu ve benzeri olumlu haberlerin etkilerinin kalıcı olabilmesi için finansal istikrar yolunda doğru ekonomik kararların alınıp uygulanması gerekmektedir.