1998 yılında gazetelerin manşetlerinde yer alan “Muhtar bile olamaz” cümlesinde yarı alay etme, yarı hor görme yaklaşımı mevcuttu.
Oysa büyük devlet olma vizyonu en başta yerelde başlamaktadır.
Yerelde muhtar, yönetsel olarak demokrasinin temelini teşkil etmektedir.
Bu yüzden kimse muhtarları küçümsememeli, hor görmemelidir.
Muhtarları küçümsemeyen ve hor görmeyenlerin başında Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan gelmektedir.
Siyasi mücadelesinde muhtarlık kavramının ayrı bir önemi, müstesna bir anlamı olduğunu, onlara her zaman büyük değer verdiğini düşünüyoruz.
Bu değerin bir ifadesi olarak Cumhurun Reisi Sayın Erdoğan gruplar halinde muhtarları Beştepe’de ağırlıyor. Onlarla birlikte yemek yiyor, sohbetler ediyor.
Türkiye’nin dünya devletleri arasındaki mevcut durumu ve gelecek vizyonu hakkında bilgiler aktarıyor. İnsanlarımıza güven vererek yaşamlarına kalite ve huzur katmaktadır.
Cumhurbaşkanımızın, Türkiye'deki 50 bin muhtarın tamamıyla bir araya gelmesinin hedeflendiği ifade edildi. Gruplar halinde gerçekleşen buluşmalarda muhtarların ekseriyetinin gelecekten umutlu oldukları anlaşılıyor.
Büyük buluşmadan dolayı muhtarlar yine ülkemizin gündeminde.
Sözlükte “seçilmiş” anlamına gelen muhtâr, terim olarak “mahalle veya köyün idari işlerini yönetmek için seçilmiş idareci” demektir. Davranış ve hareketlerinde serbest olma hâli anlamına da gelmektedir.
Muhtar kelimesi, muhtarlık teşkilâtı kurulmadan önce mahalle, köy ve kasabanın önde gelen güvenilir kişileriyle esnafın ileri gelenlerini de nitelerdi.
Bunun yanında Avrupa ülkeleri, İran ve Hindistan’la ticaret yapan beratlı hayriye tüccarının İstanbul’da kendilerini temsil etmek üzere aralarından seçtikleri kişiler için de kullanıldığı söylenir.
Halk arasında bazı kimseler “mühür basan adam” olarak lanse etse de muhtarları, vazifeleri sadece mühür basmak değildir. Kânun ve hükümet emirlerini köylülere duyurmak, köy dâhilinde îtimat, dirlik ve düzeni sağlamak, salgın ve bulaşıcı hastalıkları hükümete haber vermek, köydeki doğum, ölüm ve evlenme gibi hâlleri hükümete haber vermek, köye gelen devlet memurlarına yardım etmek, okul çağına girenleri okula, askerlik çağına girenleri askere yollamak önemli vazifeleri arasındadır.
Bunlara ilave olarak muhtarlar, yasaların yüklediği sorumluluk ve yetkinin ötesinde, Türkiye’nin vizyonu, ufku, istikameti doğrultusunda çalışmak gibi önemli bir mesuliyetin altındadırlar.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “En küçük idari birimlerimizin, köylerimizin, mahallerimizin ufkuyla, istikametiyle ülkenin ufku ve istikameti aynı yönde olmazsa biz sağlıklı büyüme gerçekleştiremeyiz” diyor.
Halkın reyiyle iş başına gelmiş muhtarlar, Devlet’in yönetim organlarıyla vatandaş arasında köprü vazifesi ifa ediyorlar.
Yeni Türkiye’nin oluşumunda muhtarların Hükümet’te sağlayacağı katkı unutulmamalıdır.
Bu sebeple; Sinop ve çevre ilçelerinde bulunan tüm köy ve mahalle muhtarlarının “Sinop Muhtarlar Konseyi ve Gelecek Vizyonu” konulu bir çalıştayda bir araya getirilmesinin gerekliliğine inanıyoruz.
Önerdiğimiz konuyla ilgili, İstanbul’da Sinoplulara yönelik faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşunun çalışması olduğunu biliyoruz.
Sinop Valiliğinin öncülüğünde yerel yönetimlerin destekleriyle köylerimizin röntgeninin çekilmesi ve gelecek vizyonunun belirlenmesi Sinop ve ilçeleri için ehemmiyet arz etmektedir.
Köylerimizin kalkınmasına ve büyümesine faydalı olacağına inandığımız bu organizasyona sahip çıkılmalıdır.
Üst çatı konumundaki tüm Sinoplu dernekler ile federasyonlar Sinop Valiliği hamiliğinde İstanbul Feshane Sinop Tanıtım Günleri etkinliğinde olduğu gibi biraraya gelmeli ve “Sinop Muhtarlar Konseyi ve Gelecek Vizyonu” çalıştayına hep birlikte imza atmalıdırlar.
Muhtarları yerelde güçlendirmek, sorumlulukları altında bulunan köy ve mahallelerin vizyonunu bilmek, ihtiyaçlarını tespit etmek, taleplerini zamanında karşılamakla mümkündür.