Sinop, Karadeniz’in incisi, ülkemizin balıkçılık sektöründe önemli bir yere sahip.
Bu küçük ama büyüleyici şehirde, balıkçılık sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi.
Sinop’ta balık avlama mevsimi davul, zurna ve kemençe eşliğinde horon teperek, dans ederek açıldı.
Bu törenler, sadece eğlenceli bir başlangıcı değil, aynı zamanda bereket ve bolluk dileklerini de simgeliyor.
Türk kültüründe ve İslâm inancında, her işe besmele ile başlamak büyük bir önem taşır.
Balıkçılar da bu geleneği devam ettirir ve "Vira Bismillah" diyerek denize açılırlar.
Bu gelenek, Allah’ın (C.C.) adıyla yola çıkmayı, işlerinin hayırlı ve bereketli olmasını dileyerek işe başlamayı ifâde eder.
Sezonun açılışında yapılan törenler, hem dînî hem de kültürel bir ritüelin bir parçasıdır.
"Rast gele" dilekleriyle denize koyulan balıkçılar, her seferinde umutlarını ve duâlarını da beraberinde taşır.
Sinop’ta balıkçılık, sâdece denizden çıkarılan balıklardan ibâret değildir. Yöre halkının ekmek teknesi, geçim kaynağıdır.
Sinop’un ekonomik yapısında balıkçılık, yüzlerce aileye doğrudan veya dolaylı olarak gelir sağlar.
Tâze balık, konserve balık ürünleri, balıkçı ağları ve tekneleri gibi yan sektörler de bu ekonominin bir parçasıdır.
Bu yüzden balıkçılık, sâdece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi ve kültürel mirastır.
Balıkçılığın sürdürülebilirliği, denizlerimizin ve doğal kaynaklarımızın korunmasına bağlıdır.
Sinop ve çevresindeki balıkçılar, yıllardır geçimlerini denizden sağlamaktadır.
Deniz kirliliği, aşırı avlanma ve iklim değişikliği gibi faktörler, balık popülasyonlarını tehdit etmektedir.
Eğer bugün denizlerimizi korumazsak, yarın çocuklarımıza bırakabileceğimiz bir deniz kalmayabilir.
Denizlerimizi korumak, sadece bir çevre görevi değil, aynı zamanda bir ekonomik zorunluluktur.
Yerel yönetimler, balıkçılık kooperatifleri ve sivil toplum kuruluşları, sürdürülebilir balıkçılık yöntemlerini teşvik etmeli ve uygulamalıdır.
Ayrıca halkın bilinçlendirilmesi ve deniz kirliliğinin önlenmesi konusunda daha sıkı önlemler alınmalıdır.
Sonuç olarak, Sinop’ta balıkçılık, bir yaşam biçimi, bir gelenek ve bir ekonomidir.
Bu değerleri korumak, hem Sinop halkının hem de tüm Türkiye’nin sorumluluğudur.
Her "Vira Bismillah" ve her "rast gele" diyen balıkçı, denizin bereketini, doğanın dengesini ve geleceğimizin garantisini temsil eder.
Denizlerimizi ve balıkçılığımızı koruyarak, gelecek nesillere sağlıklı ve bereketli bir miras bırakabiliriz.
Unutmayalım ki, denizlerimiz bizim ekmek teknemizdir, ve onu korumak bizim en büyük görevimizdir.