Geçtiğimiz günlerde TBMM’de, Saadet Partisi İSTANBUL Milletvekili Sayın MUSTAFA KAYA’nın konuşmasını dinleme fırsatı buldum. KAYA, SURİYE’deki gelişmeler üzerine yaptığı açıklamada son derece dikkat çekici ve stratejik bir teklif sundu. Bu teklif, yalnızca TÜRKİYE’yi değil, tüm bölgeyi ilgilendiren hayati bir meseleydi: TÜRKİYE, MISIR, İRAN ve PAKİSTAN arasında bir saldırmazlık anlaşması imzalanması.
KAYA, bu dört ülkenin stratejik önemine vurgu yaparak şunları ifade etti:
“Bugün bölgemizin karşı karşıya olduğu en büyük tehlike, bu ülkelerin birbirine düşman hale getirilmek istenmesidir. Eğer bu durum engellenmezse, bölgede kaos kaçınılmaz olacaktır. TÜRKİYE, MISIR, İRAN ve PAKİSTAN bir an önce saldırmazlık anlaşması imzalamalıdır. Bu adım, yalnızca bugünkü krizleri değil, gelecekte ortaya çıkabilecek riskleri de ortadan kaldıracaktır.”
KAYA’nın bu tespiti, aslında sadece bir uyarı değil, aynı zamanda bölgenin kaderini değiştirebilecek tarihi bir fırsat sunuyor. SURİYE’deki kriz, bölgede oynanan büyük oyunların bir parçası olarak, ülkelerin iş birliğine ne kadar ihtiyaç duyduğunu açıkça ortaya koymaktadır. KAYA’nın dikkat çektiği gibi, bu oyunları bozmanın yolu, bölge ülkelerinin aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakıp barış ve iş birliği için ortak hareket etmelerinden geçmektedir.
GELECEĞİN ÖNÜNÜ AÇACAK TARİHİ ADIM
Saldırmazlık anlaşması, yalnızca bugünü değil, geleceği de kurtaracak bir adımdır. Bunun gerçekleşmesi için bölge liderlerinin güçlü bir irade göstermesi gerekmektedir. Tarih, bizlere her zaman iş birliğinin önemini hatırlatmaktadır. Eğer bu dört ülke bir araya gelip ortak bir zemin oluşturabilirse, dış müdahalelerin ve bölge üzerindeki baskıların da önü kesilecektir.
Sayın MUSTAFA KAYA’nın TBMM’de yaptığı bu konuşma, yalnızca bir teklif değil, aynı zamanda bölgenin kaderini değiştirebilecek stratejik bir çözüm önerisidir. Barış ve iş birliği için atılacak her adım, yalnızca bu coğrafyada değil, dünya genelinde kalıcı bir denge sağlayabilir. Ancak bu fırsat değerlendirilmezse, tarih yine büyük acılara tanıklık edebilir.
Zaman daralıyor.
MUSTAFA KAYA’nın sunduğu bu teklif, yalnızca bu dört ülkenin değil, tüm insanlığın ortak geleceği için tarihi bir adımdır. Bu çağrıya kulak vermek, tüm parti liderlerin omuzlarındaki tarihi bir sorumluluktur.