Türkiye Diyanet Vakfı Bakü Türk Lisesi’nde mülakatların ilk günü öğrencilerimizle birlikte velilerimizi süreçle ilgili bilgi vermek üzere salona davet ettik.
Dış görünüşünden yaşça büyük olduğunu düşündüğüm bir beyefendi ön sıraya oturdu. Ceketinin cebinden bir kağıt bir de kalem çıkardı. Gözlüklerini taktı. Başındaki takkesini çıkarıp masanın üzerine koydu.
Uluslararası İmam Hatip Lisesi müfredatı ile ilgili bilgi verirken dikkatle dinleyen beyefendi aynı zamanda not alıyordu.
Açıklamalarımız bittikten sonra velilerimize ve öğrencilerimize sormak istedikleri sorularının olup olmadığını sorduğumuzda yine aynı beyefendi söz istedi. Öğrenmek istediği sorularını yöneltti. Bu durum haylice dikkatimi çekti. Bilgilendirme bittikten sonra velilerimizi salonun dışına davet ettik. Ancak bu beyefendi ile özellikle tanışmak istedim. Salondan dışarı çıkarken yanına yaklaştım. Önce tokalaştık. Ardından isminiz nedir diye sordum. Tebessüm ederek Kamber Ulfanov olduğunu söyledi. Hocam ben Ahıska Türküyüm. Bugün torunumu bu mülakata 400 km mesafeden getirdim dedi. Ve ardından ekledi. Türkiye’deki kardeşlerimiz bizlere daima sahip çıkmışlardır. Allah Türkiye’deki kardeşlerimize yardım etsin. Daima o coğrafyada varlığını sürdürmelerini nasip etsin diye dua etti. Bununla da kalmayıp hocam bizler sizlerin oradaki varlığını önemsiyor, değerli buluyoruz dedi. Aman ha siz tökezlemeyin. Gözümüz, gönlümüz ve dualarımız sizlerle dedi. Torunum ise sizlere emanet diye ekledi.
Kamber amcaya teşekkür ettim. Türkiye’deki kardeşleriniz daima sizlerin yanında oldu ve olmaya devam edecektir müsterih olunuz dedim. Kamber amca tebessüm ederek teşekkür etti.
Kamber amca gibi daha nice kardeşlerimizin Türkiye’nin duacısı olduğunu bir kez daha anladım. Sorumluluğumuz fazla, yükümüz ağır.Rabbim bizleri muvaffak kılsın İnşaAllah.
Gönül coğrafyalarımıza selam olsun.