Dişlerimi takma diş yani protez yaptırdım. Gittiğim diş hekimi ağzımda bulunan 15 adet dişimi çekip sonuçta protezi yaptı. Geçtiğimiz günlerde Sinop Gazeteciler Cemiyeti Başkanı arkadaşım Hikmet Kurada ile buluştuk.
Covid -19 salgını nedeniyle yakın bir zamanda buluşamadığımız için de bir yerde oturup kendisiyle sohbet ettik. Konuşmamız bir çok konuları kapsayıp sonunda yine diş çekimi konusuna geldi. Arkadaşımda bana birkaç gün önce azı dişi ağrıdığı için diş sağlığı merkezine gittiğini, dişine iki iğne yapılıp verilen bir uğraş sonucunda da zorla çekildiğini anlattı. Bende kendisine geçmiş olsun deyip, diş ağrısının kulak ağrısının insanlara zor anlar yaşattıklarını belirterek bu konuda başımdan geçen bir anımı da kendisiyle paylaştım. Şimdi yaşamış olduğum bu anımı kıymetli okurlarımla da burada paylaşmak istiyorum:
Yıl 1950. Ben 7 yaşlarındayım. Rahmetli annemin tüm gece boyunca dişi ağrıdı. Annem bu diş ağrısı nedeniyle o gece kendisine yapmadığı ilaç kalmadı. Ancak ağrıyı dindiremedi. O yıllarda oturduğumuz evimiz iki katlı ahşap bir ev olup, içinde dört odası bulunuyordu. Tabiiki evin dört odasında da üç amcam ve biz oturuyorduk. Ailece aynı odayı paylaştığımız için de annemin o gece çektiği diş ağrısını birlikte yaşamış olduk. Sabah olunca babam işe gitti. Annemde beni yanına alıp dişçinin yolunu tuttuk. Ben dişçinin nerede ve kim olduğunu bilmediğim için yalnızca anneme refakat ediyordum. Gittiğimiz dişçi Sarı Hasan lakaplı bir manav.
Evi Alaaddin Cami’sinin karşısında bahçe içersinde bir evde oturuyordu. Kendisi Ordu köyü bağlantılı olduğu için annem de ordu köyünden olması sebebiyle kendisiyle uzaktan akraba olduklarını biliyorum. Her neyse Sarı Hasan bize hoş geldiniz deyip, bizi bahçeye aldı. Evden çıkardığı tahta sandalyesini bahçenin ortasına koyup anneme oturmasını söyledi. Önce annemin ağzına bakıp çekilecek dişi tespit etti. Daha sonra da elindeki diş çekim kelpeten’iyle annemin ağrıyan dişine tutarak sağa sola kanırıp dişi almaya çalıştı. . Sarı Hasan’ın kelpetenle diş çekimin de annemin o bağırışı hala benliğime kazınmış durumda bulunuyor. Ne zaman bu konuyu anlatsam o acı dolu günü yaşadığımı söyleyebilirim. Sonuçta Sarı Hasan annemin dişini kırmadan sağlam bir şekilde çekti. Annem çekilen dişini görünce o büyük acısına rağmen yinede yüzünde tatlı bir gülümseme belirdi. O günkü parayla annem ne kadar para verdi onu gerçekten de bilmiyorum. Belki de akraba olduğu için para almamışta olabilir. Sonuçta annemin bu sancılı çürük dişinden kurtulduğuna bende çok sevinmiştim. O yıllarda Sinop Devlet Hastanesinde diş doktoru yoktu. Sinop Merkezde yalnızca bir ermeni diş doktoru bulunuyordu. Onun da o günün şartlarına göre ücreti biraz fazla olduğu için herkes gidemiyordu.
Konumuz diş çekimi olunca burada bu konuyla ilgili bir fıkra anlatmasak olmaz gibi geliyor bana.
-Eskiden adamın biri dişi ağrıdığı için doktora gitmiş. Sırası gelince de içeri girmiş. Doktor hastaya sormuş: Dişini morfinlimi çekeyim?, yoksa düz mü? Adamcağız; doktorum benim canım biraz azdır, morfinli çek demiş. Doktor ağrıyan dişe bir morfin vurur ve dışarıda beklemesini söylemiş. Hasta dışarı çıkar çıkmaz muayenehaneyi terk edip başka bir dişçiye gitmiş. Haliyle burada ki doktorda sormuş hastaya, morfinlimi olsun düz mü diye. Adam benim canım biraz pektir, düz çek doktorum demiş.