Ülkemizin ekonomik durumu ortadadır.
AK Parti hükümeti birçok alanda büyük sorunlarla boğuşuyor.
Kurun durumu, Merkez Bankası’nın rezervlerinin seviyesi, enflasyonun yarattığı hayat pahalılığı, faizler, dış ve iç borcun hali belli.
Acil çözülmesi gereken sorunlarımız dağ gibi…
İktidarın refah dolu ve geleceğe umutla bakan insanların yaşadığı bir ülke için yapacağı çok şey var. Hayatımızı karartan, ocağımızı söndüren, geleceğimizi karartan yüksek kur, faiz ve enflasyon canavarının üstesinden artık gelinmesi gerekiyor.
Görsel, işitsel ve yazılı medyanın gündeminde “Mahalli İdareler Seçimi” olsa da asıl gündemin “geçim derdi” olduğu aşikâr.
Sosyo-ekonomik sorunlar hayatı yaşanmaz hale getiriyor. Ürün ve hizmetlere yapılan zamlardan dolayı vatandaş çarşı-pazara çıkamaz oldu.
Hayat pahalılığı had safhada…
Kur ve enflasyon doludizgin gidiyor. Faiz oranları her ay artıyor.
Ekmek 7 lira 50 kuruş, simit 10,00 lira. Çekirdeksiz karpuzun kilosu da 23,00 liraya yükseltilmiş.
Esnaf ürünlere isteyerek zam yapmadıklarını, zorunlu olarak fiyatlarda güncelleme yaptıklarını söylüyor.
Zaten uzun zamandır ülkemizde ürünlere zam yapılmıyor; otomatiğe bağlanmış fiyat güncellemesi gerçekleştiriliyor.
Son olarak zincir marketlerde satılan poşetlerin geri kazanım katılım payının da fiyatı güncellendi. 1 Ocak 2019'da başlatılan marketlerde poşetlerin paralı olması uygulaması kapsamında poşet başına 25 kuruş ödeniyordu.
Vatandaşı Eyyam-ı Bahur’dan önce fiyatlardaki güncellemeler yakıp kavurdu.
Yaşanan ekonomik sorunlar (kriz) ayrımsız herkesi etkiledi. Geçim sıkıntısı ortak dert. Emekli, çiftçi, işçi başta olmak üzere tüm kesim şikâyetçi, aynı zamanda öfkeli. Yaz tatili dolayısıyla bulunduğum Boyabat’ta bir esnaf dükkânında geçim derdi münakaşalarından öte insanlar bir şey konuşmuyorlardı.
Orhan Veli Kanık şöyle diyordu “Macera” ismini verdiği bir şiirinde:
“Büyüdüm, işsiz kaldım, aç kaldım;
Para kazanmak gerekti;
Girdim insanların içine,
İnsanları gördüm.
Ne yârdan geçerim, ne serden;
Ne denizlerden, ne gökyüzünden ama...
Bırakmıyor son gördüğüm,
Bırakmıyor geçim derdi.”
Gerçekten yıllar yılı bırakmıyor yakamızı geçim derdi.
Sanırım hepimiz geçim derdinin yaşanmayacağı gelecek günlere hasretiz.