Sokak köpekleri bir insanın hayatını değiştirebilir mi? Evet değiştirebilir. Aşağıda anlatacağım hikâye Tavşanlı'da değil, Boyabat’ın şehir merkezi olan Dörtyol mevkide yaşanmış gerçek bir olaydan kısa bir kesittir.

Sabah namazına gitmek üzere evden çıkan bir vatandaş yol üzerinde başıboş gezen sahipsiz bir grup köpeğin saldırısına uğrar ve yaralanır.

Sabahın alacakaranlığında bacaklarından, kollarından ve kafasından yaralanan vatandaşı yere yığılmış vaziyette görenler vakit kaybetmeden ambulansa haber verirler. Ambulans yaralı vatandaşı acil olarak hastaneye götürür. Acilde ilk müdahale yapılır; kuduz aşısı vurulur, sonra da yatan hastalar servisine naklederler. Yaralı vatandaş burada günlerce tedavi görür, yaralar iyileşme ve kapanma aşamasına gelince de taburcu edilir.

Kızının anlattığına göre, o günden sonra sık sık sağlık sorunları yaşamaya başlar köpek saldırısı sonrası yaralanan vatandaş. Sessiz, sakin süren hayatı altüst olmuştur. Hastalıktan kendini bir türlü kurtaramaz.

Az önce Tavşanlı’dan bahsettik biliyorsunuz. Tavşanlı’da da sokak köpekleri sorun olmuş. Sabahın erken saatlerinde camiye giden vatandaşlar cami etrafında bulunan çok sayıdaki köpeğin saldırılarına maruz kalmaktan, ısırılmaktan korkmuşlar. Bir hâl çaresine baksınlar diye Belediyeyi aramışlar, şikâyette bulunmuşlar. Belediye görevlisi de sokak köpekleri üzerine çalışmalarının olduğunu, Hayvan Hakları Koruma Derneği yetkililerinin hassas yaklaşımlarından bahsettikten sonra kasabadaki köpeklerin tamamına yakının kısırlaştırıldığını ve korkulacak bir durumun olmadığını söyler. Vatandaşla belediye görevlisinin arasında geçen konuşmanın devamı var; ama burada kalan kısmını anlatmayacağım, dileyen Youtube’dan videosunu izleyebilirler.

Sokaklarda gruplar halinde başıboş bir şekilde dolaşan huysuz, saldırgan köpeklerin kısırlaştırılmaları yapıldıktan sonra alındıkları mahale bırakılmaları vatandaşların endişe ve korkularını ne yazık ki sona erdirmiyor.

Dünyada, dolayısıyla ülkemizde de ölümcül köpek saldırılarına maruz kalmış, ısırılarak yaralanmış vatandaşlar mevcut. Çığ gibi büyüyen bu soruna Belediyeler duyarsız kalamaz.

“Zehirlensin, öldürülsün” ya da “dağlara bırakılsın aç susuz yaşasınlar” denilmesi, var olan sorunun çözümüne katkı sağlamıyor. Çoğunun sağlık kontrolleri ve bakımları yapıldıktan sonra sahiplendirilmesi; huysuz ve saldırgan olanların da barınma yerlerinde kontrollü bir hayat ortamı oluşturulması, periyodik olarak sağlık kontrollerinin, bakımlarının ve aşılarının yapılması, mikroçip takılması kaçınılmazdır.

Sokaktaki her köpek saldırgan değil biliyorsunuz. Geçtiğimiz hafta sonu Çatladıkapı’daki belediye nikâh salonundan eve dönüyordum. Yenikapı Metro İstasyonu’nun üstündeki meydanda seyyar bir simitçi vardı. Simit arabasının hemen önünde de sevimli bir Kangal cinsi köpek buluyordu. İnsan kalabalığına aldırmadan ön ayaklarını uzatmış, başını üstüne koymuş yatıyordu. Uyuyor gibiydi. O anda köpeklerle ilgili yaratılan korku ve belediyelere yapılan şikyetler aklıma geldi. Sokaklar da meydanlar da köpeklerle daha da bir güzel.

İngiltere’de yayımlanan The Guardian gazetesinde okuduğum bir haberde Rusya’nın köpeklerinden bahsediliyor ve şu bilgilere yer veriliyordu:

“Rusya’nın sokak köpekleri belki de çoğu köpekten daha sevimli. Zekâları ve bitmez tükenmez enerjileriyle kendilerine hayran bıraktırıyor. Birçoğu her sabah trenlerle şehirlere gidiyor. En az kalabalık yolculuk için trenin ön veya arka vagonuna binmeyi ve en iyi yemek için nerede ineceklerini biliyorlar. Sürü halinde yemek istediklerinde, yoldan geçenlerin kalbini eriteceğini bilerek en genç ve en sevimli üyelerini öne çekiyorlar. Kalabalık caddelerde yaya akışına, trafik ışıklarına uymayı ve güvenli olduğunda yayaların yanında koşarak karşıya geçmeyi bile öğrenmişler.”

Öğrendiğimize göre sokak köpekleri Rusya'da da büyük bir sorun. Ülkede milyonlarca sokak köpeği var. Ama onları öldürmek kesinlikle çözüm değil.

Sokak köpekleri sorununa en etkili çözüm; uzun vadeli kısırlaştırma politikası oluşturmak ve planlı bir kısırlaştırma programını icra etmektir. Şu anda sokaklarda bulunan köpekler için daha acil bir yaklaşım, onlar için uygun barınaklara doğru yatırım olacaktır.

Boyabat Belediyesi inşa ettiği hayvan barınağını açtı açacak. Hayvan bakıcılığı hafife alınmamalı. Barınağın sakinleri olacak sokak köpekleri şefkate ve sevgiye ihtiyaç duyacak. Ne de olsa onlarda birer canlı. Barınağın bir çöp toplama ve bertaraf ekibi tarafından işletilmesine izin verilmemelidir.