14 Şubat Sevgililer Günü, her yıl birçok ülkede kutlanmaktadır. Köken olarak, Roma Katolik Kilisesi’nin inanışına dayanır. Aynı zamanda Valentine’s Day olarak da adlandırılmaktadır. Doğrusunu söylemek gerekirse sevgililer günü kutlaması bir Hıristiyanlık adetidir.
Sevgililer gününün kutlandığı hafta şehir dışında olduğumuzdan bilgisayarın başına geçip konu hakkında bir yazı yazamadık. Kendimize dert ettiğimizi sakın akılınızdan geçirmeyiniz.
Sosyal medya hesapları üzerinden o güne ait paylaşılan bazı mesaj metinlerini ve fotoğrafı görme imkanımız oldu.
Bu tür ithal gün ve haftaların bizim mahallede pek önemi yoktur. Ancak az da olsa değinmeden geçemiyoruz. Bizimkisi kuvvetlice akan suya kendimizi kaptırmak gibi bir şey.
Sevgililer Günü’yle alakalı çeşitli efsane ve hikâyeler var. O bilgilere arama motorlarından okuyucularımız rahatlıkla ulaşabilirler. Bu yüzden burada anlatma lüzumu görmüyoruz.
Çok sayıda insan bu hususi günü kutlamaktadır. Toplumsal bir etkinlik olduğundan ticari yönü çok gelişti. Metropollerde big billboardların parfüm görselleriyle donatılmış olduğunu gördük.
Neredeyse herkes her yıl 14 Şubat’ta sevgililerine veya eşlerine bu günün ruhu ile bütünleşen, karşı tarafa sevgilerini anlatan hediyeler veriyor. Genç çiftler tatile çıkıyorlar. Bazıları dışarda birlikte yemek yiyorlar. Yaşı ilerlemiş evliler de nostaljik olsun diye sinemaya gidiyorlar.
Siz hangisini tercih ettiniz onu bilmemiz zor. Sadece tahmin edebiliriz.
Tabi sevgililer gününü kutlamayanlar da aramızdan çıkabiliyor. Güzel oyuncu Neslihan Atagül onlardan sadece biri.
Atagül’ün kendisine yöneltilen bir soruya, “Evlenmeden önce de sevgililer gününü kutlamıyorduk. Bizim için çok da bir şey ifade etmiyor!” cevabını verdiğini bir yerlerden hatırlıyorum.
Bu yıl geçti, gelecek yıldan itibaren 14 Şubat’ta sevgiliden öte sevgiyi kutlamak, yüceltmek lazım zannımca. Sevgi gönülden bağlı olma halidir çünkü. Gönülden bağlı kaç çift var? Çok şeyin sentetik olduğu çağımızda.
“Senin için ölürüm!” diyen bir kişi ertesi gün kendisine bir başka sevgili bulabiliyor günümüzde.
Şükriye Tutkun’un seslendirdiği “Sevin Gayrı” isimli şarkının sözlerini hatırlayan var mı bilemiyorum. İşte o şarkının sözleri:
Beni derde koyup kaçtın
Gözün aydın sevin gayrı
Yüreğime yara açtın
Gözün aydın sevin gayrı
Bir zamanlar benim oldun
Ömür fidanımı yoldun
Yeni bir sevgili buldun
Gözün aydın sevin gayrı
Verdiğin sözleri nettin
Beni yakıp yıkıp gittin
Harabeydim viran ettin
Gözün aydın sevin gayrı.
Sevgi bir “değer”dir. “Eder”ini belirleyemezsiniz kolay kolay. Elmastan da ötedir.
Sevginin çok kıymeti vardır bilenler için. Zaten değme kişi bilse dahi taşıyamaz bu değeri.
Sabırlı olmak, gayret göstermek gerekir. Mecnun, Ferhat misali.