İnsanoğlu gerek fıtratı gerek karakter yapısıyla bencil bir yapıya sahip. Çoğu zaman çevresinde olan bitenden habersiz, sadece kendi yaşamına öncelik tanır halde sürdürüyor yaşamını. İnsanın kendine değer vermesi ve saygı duyması, kendi değerinin farkında olup buna göre davranışlarda bulunması elbette ki çok güzel. Ama durum 'bencillik' sınırına dayandığı vakit işler çok farklı bir hal almaya başlıyor. Başta merhamet unutulmaya başlanıyor ve sonra da öbür insanı değerler ve vasıflar. Merhametsiz olmaktan bahsetmiyorum iş oraya gelinceye kadar çok yol var. Bu durumda en azından kişinin bile isteye insanı bir vasfı reddettiğini söyleriz. Ama merhameti unutmak, çok daha acıdır...
Bizler bu dünyada yalnız değiliz. İnsan, yaratılmışların en üstünü olarak var edildi yeryüzünde. Küçük bir soru soracağım, yaratılmış olanların en üstününe diğer canlılara duyulması gereken merhameti unutmak yakışıyor mu hiç?
Yolda yürüdüğüm bir esnada damla damla akan bir musluğun önünde bir köpek gördüm. Yerde, su birikintisi bile değil, küçük bir ıslaklıktan medet umarak suçsuzluğunu gidermeye çalışıyor. Olmayacağını anladığı vakit çeşmenin biraz ilerisinde bitap düştüğüne şahit oldum. Neredeyse baygın düşecek, hatta belki susuzluktan ölecek. Hem bu durum karşısında hem de Allah'ın dilsiz kullarına olan merhametin unutulmasına itafen kaleme alıyorum bu yazıyı. Okuyanlardan da bir duyarlılık beklerim. Evlerinizin yada iş yerlerinizin önüne veya yakınlarına küçük bir kap içerisinde biraz su koymak inanın zor değil. Bünyesi fizyolojik olarak katbe kat daha iyi halde olan bizlerin bile bu sıcağa tahammül seviyesi belliyken, bir kap suyu esirgemeyelim Allah'ın dilsiz kullarından. Şunu da unutmamak gerek ki yerdekilere merhamet etmeyenlere göktekiler de merhamet etmez. Umuyorum ki bir farkındalık oluşturabilmişimdir, kalın sağlıcakla...