Ben diyeyim yüz sene evvel, siz deyin bin sene evvel, Anka Kuşu ne zaman bir yuva kurmaya kalkışsa Akbaba’nın biri gelip yuvayı dağıtırmış.
Lakin Anka Kuş’unun bir tutkusu varmış, ille de saray gibi, bir yuva kurmak istermiş, dünyada hiçbir kuşun yuvasına benzemesin .
Büyük olsun, sağlam olsun, bütün dünyada nam-ı yürüsün, torunlarım bile aynı yuvada kocasın dermiş. Dermiş dermiş ama her seferinde Akbaba’nın biri gelir yuvayı dağıtırmış.
Sonunda bizim Anka Kuşu anlamış işi….
Bakmış dünya fani, yuva da fani… Bu sevdadan vazgeçeyim demiş. İyisi mi bari gönüllere taht kurayım. Böylece her yer, Anka Kuş’una yuva olmuş.
Gönüllerde, şiirlerde masallarda taht kurmuş .Taç ve taht geçicidir. Hiç gönüllere girdin mi? Altının gümüşün senin olsun.. Bana gönül getir…
Bur da aslında Anka Kuşu bize bir mesaj veriyor .Taç ve tahtın makamın malın geçici olduğu asıl meselenin gönüllere girmek olduğunu anlatmak istemiş.
En iyisi gönül ehli olup gönüllere girmek gerisi boş…..