Aynalarda seyreylerim kederin
tebessüm libası giymiş halini/
Göz bebeklerimde izlerim sevdanın
o cazibedar nişanesini/
Ömür çiçeği sevgi bekler/
Şeker begonyaları kahkaha ile güler/
Uzaktan göze ilişen sevgilinin endamı yeter/
Suretinde gün doğmuş şair/
şiirinde tehniyet i mutazammı mısralarına döker/
İçimde kabzeyleyemediğim ruhum/
Eğer teslim i ruh eylersem /
Serçeşme-i can'dan olur kururum/ (can pınarı)
Ruh çıkmayınca da,meftur olur dururum (bezgin)
Beni canımdan usandırana isyana tevakkuf eyler/ otururum/
Ay kara bulutların arkasına saklanıp nihân olmuş/
Arz hasretle o kara bulutların çekilmesini izler/
Maşuk diline kilit vurmuş/
Bülbül gülden uçup gitmis/
Ömrü boyunca sevdiğini arayan
Ağustos böceği ölüp gitmiş/
Kelimeler kifaye edemiyorlar/
Kevkeb-i münevver adına/ (ışık saçan yıldız)
Yalın ayakla çıktıkları yol kenarlarında
sepetlerine kelam toplar şairler/
Akrep/te yelkovan/da her daim sevdaya dönüyorlar/
Peş peşe yırtılan takvim yaprakları
Solmuş umutlara sarılıyorlar/
O inkisam yapraklar her gece
rüyalarında vusûlu husûl ederler /
Porlarında çiy, hüzün damlarken/
Sonbahar edasında gün be gün düşerler/
Ehli Beyt aşığı Bektaşiler/
Dertle söylenen ozanın çaldığı kopuzun
haykırışını dinler/
Garip sazın bakidir hâli / kırıktır kalbi/
Bir gün o da teline dokunacak lokman ı hekimini bekler/
Kırılan kalemler/kuruyan mürekkepler aşkına/
efkâr söylettirmeyin dımbırdatmalara /
Limanlar sabra müştak Nuh'un gemisini bekler/
Balığın karnında olan Yunus selameti davet eder/
İbrahimim/
sevdamı kurban eylerim/
Kör bir bıçak deşmeye cüret eder/
Fakat /
Kayalara vurur bıçaklar/
parcalanırlarda tozu dumana katar taşlar/
Kesemez canımın cânanînı/
o bıçaklar dahi sevdaya hürmet eder/
Mevsimler mevleviler gibi dönüp durmayı yeğler/
Dert dermanını/ şâfi şifasını diler/
Kalem aşıktır/ yazacağı kitabın yolunu gözler/
Kelimeler nakkaş nakkaş nakşedilmeyi ister/
Doğruluk-yalanla yürüdüğü aynı yolda
artık firaktan dem vurur/
Doğru yürürken aşikârane bırakır ayak izi/
Yalan ise bilinmezliklerle örter o emareyi/
Mazlum zalimin mühletini sayar/
Zalim ise ateşe girecegi günü sıralar/
Söyler zamanın bedîsi :
"Yaşasın cehennem zalimler için"
Şan ve şeref kürkü eder üç beş kuruşa/
Aklı olmayan zenginde ferman çokca /
Gariptir insanoğlu/seksen yıl gaflet uykusunda/
Ta ki uyanır ölüm kapısında /
Amma velâkin/
sersemleşmiş bir ergendir/ hâlâ/
Seccadeler secdeye davet eder/
Secdeler ise sema katına çıkmayı bekler/
Semalarda seyreyleyen secdeler
hakkın huzurunda arz-ı kabulünü talep eder/
Peygamberlerin kokusunu taşıyan Kudus'üm zaferi bekler/
Yakındır derya-i rahmet/ cok uzak değil mükâfat/
Acımasız bulacaktır mücâzat /
sultanü'd deyyân vadesini dolduracak/
Mescid-i aksanın kilitleri mü'minlerindir ancak/
Seyr u sulûk yolunda gezen derviş
hakikatte pişmeyi bekler/
çünkü/
Ham meyvalar güneşin yolunu gözler/
Camiler aşkla sessizce cemaati bekler/
Cemaat ise aşktan camiyi mahrum eder/
Günahkârlar afv ü magfireti ister/
Allah ise kabulünü niyaz eyler/
Tarihin incileri tek tek dökülür/
dökülen inciler toplanmayı bekler/
Pusulası kaybolmuş gafil/
kolay lokma olur düşman kursağında/
Tarihine sahip çık/ bir şeytan ki pusuda/
Fitnenin fitilini ateşlemeyi bekler/
Kemâlat ve Kâmilliğin sahibi/
Evliyaların Sultanı/
Bir Hatemü'-l Evliya ki / görevini bekler/
Selam olsun Hatemü'-l Evliya'ya /
Müslümanlar aşkla onun yolunu gözler/