Türkiye son yıllarda sürekli artarak devam eden bunaltıcı ve aşırı sıcak havanın etkisi altında.

Bilhassa son günlerde sıcaklıkların ve nemin daha da artmasıyla, yaşam kalitemizi ciddi şekilde etkileyen bir döneme girdik. 

Sıcaklık ne kadar dayanılabilir olsa da, nemin de eklenmesiyle birlikte ortaya çıkan buharlaşma sorunu, pek çok insanın rahatsızlık duymasına neden oluyor. 

Peki, bu durum sadece fiziksel rahatsızlıklarla mı sınırlı?

Elbette ki hayır!.. Büyük şehirlerde binalar arasında sıkışan hava, nemin etkisiyle birleştiğinde insan ruhunda da ciddi sıkıntılar yaratabiliyor. 

Nefes almakta zorlanma hissi, daralan ruhlarımızın bir yansıması gibi karşımıza çıkıyor. 

Astım, bronşit gibi solunum yolu rahatsızlığı olan vatandaşlar için bu dönem daha da zorlayıcı olabiliyor.

Sıcak ve nemli günler sadece fiziksel sağlığımızı etkilemekle kalmıyor; aynı zamanda ruh sağlığımızı da derinden etkiliyor.
 
Neden mi? Çünkü insan vücudu, terleme yoluyla serinlemeye çalışırken, aynı zamanda su kaybediyor ve bu da sıvı dengemizi bozabiliyor. 

Sıvı kaybı ise beyin fonksiyonlarını etkileyerek zihinsel olarak da yorgun hissetmemize neden olabilir.

Aşırı sıcakların etkisi altında kalan bu dönemde ne yapabiliriz? 

İlk olarak, vücut sıvı dengemizi korumak için yeterli su tüketimine özen göstermeliyiz. 

Bunun yanı sıra, mümkünse güneşin en dik olduğu saatlerde dışarı çıkmamaya çalışmalı ve açık renkli, hafif giysiler tercih etmeliyiz. 

Evlerimizde ise doğal hava akışını sağlayacak tedbirler alarak serinlemeye çalışabiliriz.

Sonuç olarak, sıcak ve nemli günlerde fiziksel sağlığımızı korumanın yanı sıra, ruh sağlığımızı da göz ardı etmemeliyiz. 

Kendimize özen gösterdiğimizde, bu dönemi daha az sıkıntıyla atlatmak mümkün olacaktır. 

Unutmayalım ki, sağlıklı bir beden ancak sağlıklı bir ruhla mümkündür.