Çok bilindik bir hikaye vardır. Bir adam, haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı dinlenebilmek için gazetesini eline alıp okumaya başlar. Tam bu sırada oğlu yanına gelir ve sinemaya gitmek istediğini söyler. Ancak o gün dışarıya hiç çıkmak istemeyen baba, okumakta olduğu gazetenin ekinde yer alan dünya haritasını küçük parçalara ayırır ve oğluna; “Eğer bu haritayı düzeltebilirsen, seni sinemaya götüreceğim” der.
Bu arada da kendince sinemaya gitme işini hallettiğini düşünmektedir.
Aradan on dakika gibi kısa bir süre geçtikten sonra, oğlu babasının yanına gelir ve baba haritayı düzelttim artık sinemaya gidebiliriz der.
Adam buna inanamaz, ancak çocuk gerçekten haritayı birleştirmiştir. Baba merakla çocuğuna bunu nasıl başardığını sorar. Çocuk, ”Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı. İnsanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden düzelmişti.” diyerek cevap verir.
“Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür, ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez. ” -Tolstoy-
Tolstoy'un dediği gibi hepimiz bir şeyleri değiştirmeye çalışırız, ancak aslında değişmesi gerekenin kendimiz olduğunu hiç düşünmeyiz.
Hatta daha da ileriye giderek diğer insanları kendimize benzetmeye çalışırız.
Bunun için kendimizi yüceltir, karşımızdaki insanı yok seviyesine indirebiliriz.
Gerek ailede, gerekse sosyal hayatta insanlar arasındaki çatışmaların temel sebeplerinden bir tanesidir bu.
Bunun yanında insanın en büyük açmazlarından biri de eylemleriyle söylemlerinin örtüşmemesidir.
Gölgesi büyük olan, kendini heybetli sanır! Oysa gölge güneşin gücünü, güneş ise tüm kâinat gibi yaratıcının gücünü ve kudretini ifade eder.
Herkesin gölgesi benzerdir. Kişiyi farklı kılan ve ona değer katan ahlakı ve erdemidir.
Unutmayalım, bu dünyada sahne aynı ,oyun aynı, roller aynı; değişen oyuncular ve repliklerdir.
Sağlıcakla kalın...