Bazı şeyleri anlamlandırmak, onlara bir açıklama bulmak, bulunan açıklamayı karşıdakine anlatmak gerçekten çok zor. Aynı dünya üzerinde yaşayan insanların gündemlerinde olan konular o kadar farklı ki... Belki bu, normal şartlar altında garipsenmemesi gereken bir durum. Ama etrafınızda normal seyreden tek bir durum görebiliyor musunuz? Yorumda bulunmak, eleştiri yapmak, kınamak veya onaylamak da artık bir yere kadar. Anlatmak istediğim konuyu geçenlerde aklıma gelen bir örnekle basitçe açıklayayım. Ateş... Birbirinden bağımsız o kadar garip iki duruma hizmet ediyor ki mesela, bir yerden sonra akıl sır erdiremiyorum. Geçenlerde uzay aracını havalandıran ateş, aynı zamanda çocukları hedef alan bombaların yegane öncüsü. Yani ne demeli sizce? Ne türlü bir açıklama yapmalı bu olan bitenlere?
Bir tarafta öğrenimlerini tamamlamak için mücadele veren öğrenciler, bir tarafta açtıkları tek bir saçma canlı yayınla yüklü para kazanan fenomenler. Bir tarafta ilmi savunan eğitimciler, bir tarafta modernleşme kalkanıyla her şeyi mübah gören sekülerler. Bir yanda yarınını planlayan insanlar, bir yanda yarını görmeyeceğinden emin masumlar...
Verilecek onlarca örneğimiz varken elimizden gelen hiçbir şey yok. Bu tezatlık sürdüğü müddetçe sonumuz ne olur bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki o da bu zıtlıkların çok yorduğu. Zaman sanki insanlardan bilinmez bir örtüye bürünüp intikam alır gibi. Var olduğumuz, yaşıyor olduğumuz yanılsamaları altında yok oluyoruz. Herkesin kaybolduğu bir yerde hiç kimse kaybolmamış gibidir derler ya. Sanıyorum hiçbir çağda bu söz bu denli haklı olmamıştı. Demem o ki savruluyoruz! Her şeyi o kadar toz pembe görmeye alışmışız ki görmezden gelmek, üç maymunu oynamak kolayımıza geliyor.
Uzun lafın kısası birşeyler yolunda değil. İnsan kendine, ahlakına, karakterine yabancılaştıkça çevresine karşı duyarsızlaşıyor. İnsanlar mı öldürülüyor, ahlaksız bir dans kültürü tüm ülkenin gündemi haline mi gelmiş, sadece bu dünya için yaşama fikri bilinçleri mi zehirliyor, kimin umurunda! Bu 'bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' zihniyeti bahsettiğim tezatlıkları beraberinde getirdiği vakit maddi manevi tükeniyoruz!
Bu tükenmişliğin, savruluşun, yok oluşun nedenini var mı açıklayabilecek olan?