Beş yaşındayım/
Çocuk kalbimle içime sığdırdığım dünyanın
göbeğinin merkezinde/ heyecanla koşuyorum/
pek umutlu papatyalar topluyorum/
Seccadede ellerini semâya kaldıran babamın
kucağındaki şefkate sırtımı dayıyorum/
Gönül kabına doldurduğu manevi çekirdekleri /
derinlemesine çitliyorum/
Babamın gözlerinden dökülen pırlantalar/
O minicik çocuk ellerime saçılırlar/
aklı afallayan çocuk bakışı/
avuçlarıma akan göz yaşları/
Serçe parmağımda su damlacıkları/
dokunduğum, babamın göz yaşları/
Babamın ellerinin içinden yükselen nağmeler /
yüreğinden dökülen sözler/
"Rabbim bize dünyada ve ahirette iyilik ver,
ateş azâbından koru"
O çocuk gözlerimle seyr-ü temaşa eylerim/
anlarım ki /
Lisan-ı halidir/ günebakandır /güneşe aşıktır/
benim babacığım...
Kan çanağı gözleri/ teşme-leb olmuş dudakları/
Susuzluktan kuruyan ağız kenarları/
Hâlâ dilinde bir ilahi nakaratı gibi çevirdiği duaları/
Karşısında minicik tedirgin bir çocuğum/
Koşarak mutfaktaki maşrabadan aldığım/
Saf ve berrak su ile yüregini ferahlatırım /
O çocuk kalbimdeki sızıyla birlikte/
Babamın bizi öptüğü gibi alnından öpüşüm/
Onun ahvâlinin parodisi oluşum/
babamı tebessümlere sevk edişim/
Ve o cocuk hareketlerimin verdiği duruşum/
o tontiş yanagının kenarında duran
muazzam bir gülücük/ bana göz kırpıyor artık/
Sonraları anlıyorum o küçük
dünyama/ kalbime/ irademe / aklıma /
nüfûz eden tek gerçekti şefkat /
Sonraları anlıyorum /
Bir erkeğe yakışan en güzel esbabın
merhamet olduğunu/
Sonraları anlıyorum /
Rabbi karşısında acziyetini bilen adamın
kimseye zulmetmeyecegini /
Sonraları anlıyorum/
Nazar-ı itibâra alınmaya şâyân bir adam olmanın temelinde adalet ve saygı yattığını/
Sonraları anlıyorum/
Bir erkeğe bakınca gözlerinde saklı olması elzem tek hakikat cennetin olduğunu/
Sonraları anlıyorum /
Bir kadının gülüşlerine güneşi sığdıran cennetin/ kendisine verilmesini yeğlemenin/
ne oldugunu bilen adamları/
Sonraları anlıyorum...
Konuk odamızda yalnız bir kısmı açılır/kapanır
pencere/ hemen önünde çiçek kışlağı/
yönü rüzgar ve ceriyanın uzağı/
gün ışığına âşinadır yeri/ Ve/
her gün ilgilendiğimiz aşk merdiveni /
Derler ki :
Bu aşk merdiveni ev sahibi ne kadar çabalarsa çabalasın bir türlü canlanmaz hep cılızdır/
aşk merdivenin esrarengiz derdi/
hep sırlarla gizler kendini/
neydi bunun kimselere anlatamadığı hali /
Sahi nedir bu dilleri lâl eden/
çöl kasırgası gibi vuran/gözler önünde behemehal perişan eden / aşk/
Onu aşk merdiveni kılan yaşru/
Hakimi zülcelalin hangi hikmetli hadisesi/
Aşk merdivenin sonu nereye varır/
ruhun derûnî yakıcı cırpınışları boşuna mıdır/
cehennemde cayır cayır yanmak mıdır /
yoksa cennette cemâlullaha varmak mıdır /
Uçan tüm kanatları yakmak mıdır/lakin/
Kanatsız zirvelere nasıl varılır/
Ve ha keza! aşk-ı hakiki olup/
mârifetullahtan mı kinâyedir /
dünyevi sefilliği/düşkünlüğü/hiçliği bitirmek
midir/Niçin peki bu sol kulunçtaki sancılı âraflar/
Letâfet kesbeden aşk merdiveni/
oldu olası cevaplar arar/