Sinop bir çok medeniyetlere ev sahipliği yapmış tarihi bir şehirdir. Geçmiş tarihimiz boyunca burada yaşamış insanların büyük çoğunluğunu da Türklerin ve Rumların oluşturduklarını biliyoruz.
Yine Ünlü Seyyah İbni Batu’ta da yazmış olduğu kitabında; Sinop’un Ada düzlüğünde 11 tane Rum köyünün olduğundan stayyişle bahsetmektedir. Bu önemli Şahsiyet kitabında, Adadaki Rum köylerinde yaşayan insanların tarımla uğraştıklarını, Sinop’ta da çok sayıda Rumların yaşadığını yazmaktadır.
Yine Sinop’ta yaşayan kişilerin büyük bir bölümünün duydukları ve konuştukları gibi, şehrin Yarımada düzlüğünde herhangi bir yerde ‘Altın Saban’ veya önemli kişi ve devletlerin hazinelerinin gömülü olduğu sanılıyor.
Böyle bir konunun mümkün olup olmadığına inanmak için de Sinop’un tarihi yapısını çok iyi incelemek gerekiyor. Sinop şehrinde bir çok medeniyetlerin, güçlü kavimlerin uzun yıllar içersinde hüküm sürdüklerini bildiğimiz de , bu tür hazinelerin varlığını da boş bir hayal olarak değerlendirmememiz gerekir.
Sinop tabii bir liman olduğu için, Karadeniz’in sığınılacak güvenli tek limanı durumundaydı. Bu nedenle de buradaki ticaret hacmi bir çok yerleşim yerlerinin üzerinde seyrediyordu.
Sinop şehri tarihin belli bir döneminde ‘Devlet’ olarak hüküm sürmüş, adına para bile bastırılmıştır. Bunun yanında Sinop’ta Balatlar Kilisesinde başlatılan kazılar şehrimizin tarihi ve geçmişi içinde büyük önem taşımaktadır.
Bu tarihi yerde kazı başlangıcındaki törende bir konuşma yapan Kazı başkanı Gülgün Hoca ; Balatlar Kilisesinin bir bölümünde KOSTANTİNAPOLİS'in hazine odasının bulunabileceğini, bu konuya gerekçe olarak; Kostantinapolis’in Anadolu da kendine ait bazı önemli toprakları kaybetmesiyle başlayan süreçte büyük sıkıntı içine girdiğini, bu nedenle de o yıllarda nüfusun büyük çoğunluğu Rumlardan oluşan ve savunması da güçlü olan Sinop’a yöneldiğini konuşmasında belirtmişti.
Yine Sinop’ta gizli bir yerde Altın Saban’ın bulunduğuna dair Sinop’lu vatandaşlarımız babalarından, dedelerinden ve büyüklerinden duydukları hikayelerini çeşitli ortamlarda sürdürmeleri bu işin önemli bir ayrıntısıdır.
Yine konuştuğumuz bazı Sinop’lu büyüklerimiz, daha önce Sinop Şehir Parkında, bu gün ise Sinop Müzesinin bahçesinde sergilenen iki aslan heykelinin, ilk bulunduğu yerdeki pozisyonunda, Aslanların bakışlarının kesiştiği noktada hazinenin bulunduğunu bize söylemiştir. Bununla birlikte Eski Müze Asistanı Fuat Dereli de Aslan Heykellerinin Lonca kapısından alınarak Şehir parkına konulduğunu bize açıklamıştı.
Altın Saban’ın Adanın değişik yerlerinde olabileceği belirtilirken, Karakum’un üzerinde bulunan yüksek tepenin isminin ‘Altın Tepe’ olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Bunların yanında Eski Amerikan Radarının Sinop’a bakan yüzünde bulunan ‘Yıkık Kaleyi’ de yine gözden kaçırmamak gerekir. Çünkü geçtiğimiz yıllarda Müze Müdürlüğü nezaretinde bu bölgede belirlenen bir yerde, dozerle yapılan aramanın amacını yine bir çok Sinoplu’nun çok iyi bildiğini zannediyorum.
Kısaca Sinop’ta gizli bir yerde önemli bir hazinenin bulunduğu tahmin ediliyor , ancak bu hazinenin ne zaman toprak altından gün ışığına çıkarılacağı ne yazık ki bilinemiyor. Haydi hayırlısı diyoruz….