Tarihi Boyabat Panayırı her yıl olduğu gibi bu sene de davul zurna gösterisiyle başladı. Her yıl Ekim ayının ikinci haftası Çarşamba günü açılışı yapılan panayır 10 gün süreyle devam ediyor. Bin yıllık mazisi olan panayıra şehir dışından çok sayıda esnaf geliyor.
Boyabat panayırının ilk olarak ne zaman başladığına dair kesin bir bilgi olmamakla beraber çok eski bir geçmişi olduğu tahmin edilmektedir.
Canlı hayvan ve emti’a alışverişlerinin yapıldığı panayırda lunapark, deve üstünde gezinti gibi çeşitli sosyal ve kültürel etkinliklerin yanı sıra eğlenceye yönelik faaliyetler de yer alıyor.
Erenlik Tepesi’den bakıldığında halk arasında “Panayır Yeri” diye bilinen o kocaman alanın, tarlanın kurulan çadırlarla örtülü olduğu görülürdü. Tepenin yamaçları ve ara sokaklar insan kalabalığından geçilmezdi. Bana Mahmutpaşa yokuşunu hatırlatırdı. İğne atsan yere düşmezdi, insan kalabalığından. Panayır günleri, Boyabatlıların buluşma, bir araya gelme, beraber alışveriş yapma, birlikte eğlenme günleriydi.
Şimdi nerede o eski panayır günleri… Alışık olduğumuz panayır yerinde alan daralması olduğu gibi katılımcı esnaflarda ve ziyaretçilerde azalma olduğu gözlemlenmektedir.
Önceki yıllarda panayırla ilgili görüşlerimizi anlattığımız yazılarımız oldu. Onun için aynı konulara bir kez daha değinmek istemiyoruz.
Boyabat Belediyesi’nin ev sahipliğinde geleneksel olarak düzenlenen panayırla ilgili resmi web sitesinde şu bilgiler yer alıyor:
“Karadeniz'in en eski panayırlarından biri olan Boyabat panayırının eski Osmanlı yıllıklarında adı geçmektedir. Kâtip Çelebi, Boyabat panayırının kurulusunu söyle ifade etmektedir:
“Çok verimli olan Boyabat ovalarına çeltik ekilirmiş. Çeltik orağı yapılıp, çeltikler harmana ya da ambara konulduktan sonra bütün yöre köylüleri sevinç içinde büyük bir pazar yaparlarmış. Bu pazarlar çok eğlenceli geçermiş. Bütün yöre, çevredeki il ve ilçeler bu pazara ve eğlencelere katılırmış. Uzunova'da kurulan bu büyük pazara 'Boyabat Panayırı' denilmiş.”
Panayır, önceleri kasabanın kuzeyinde 2,5 km uzaklıkta, Alibeyli köyünün güneyinde, çeltik tarlaları kenarında oldukça dalgalı bir yamaçta ve Gazideresi çayından alınan bir su arkı üstünde bugün de “Panayır Yeri” adıyla bilinen alanda ekim ayı içinde Çarşamba günleri kurulurdu. Bu panayır arka arkaya üç çarşamba tekrarlanırdı. Panayırın ilk çarşamba gününe ilk panayır, ikinci çarşamba gününe orta panayır, üçüncü çarşamba gününe de son panayır denirdi. Uzaklardan gelenler genellikle orta panayıra katılabildiklerinden bu panayır diğerlerine nazaran daha kalabalık olurdu. Her yıl ekim ayının üçüncü haftası içinde kurulan panayırda alış-verişin yanı sıra çeşitli eğlenceler düzenlenir. Bundan otuz kırk yıl önce düzenlenen cirit oyunları günümüzde yapılmamaktadır.
Buna mukabil güreşler eski canlılığını hâlâ korumaktadır ve şehir stadyumunda geniş katılımla gerçekleştirilmektedir. Panayır, çocuklar için bir eğlence, bir farklılık anlamına gelmektedir. Özellikle lunapark, sihirbazlar, hayvan sirkleri ve motorla akrobatik gösteriler yapan yerler çocukların vazgeçilmez eğlenceleri arasındadır.
Boyabat panayırı, Boyabat Belediyesi tarafından düzenlenmektedir. Belediyenin görevlendirdiği kişiler panayır yerinde parsellenen yerleri ticaret yapmak isteyen veya eğlence yerleri kurmak isteyenlere belirli bir ücret karşılığında satarlar. Günümüzde Boyabat Belediyesi tarafından günler önce hazırlanan afişler şehrin muhtelif yerlerine asılır, yöre halkına panayırın ne zaman başlayacağı ve ne tür faaliyetler olacağı duyurulur. Geçmişte panayırla ilgili duyuru davul çalınarak yapılırdı. Boyabat panayırı yöre halkı için önemli bir tarihti.
İnsanlar alacaklarını ya da vereceklerini panayır zamanına göre hesap ederlerdi. Ölüm ve doğum hesapları da panayırdan önce veya panayırdan sonra diye ifade edilirdi. Köylüler alım satım isleri için panayıra gelirlerdi. İşi olmayan insanlar Erenlik Tepesi'nden ya da panayırı rahat görebilecekleri yerlerden yamaçlardan olan biteni izlerlerdi. Çarsı içinden veya panayır yerinden alınan kebap, üzüm ve kavrulmuş veya suda kaynatılmış kestaneler ailece yenirdi.”
Gelecek yazıda kaldığımız yerden devam edeceğiz inşaallah. Kalın sağlıcakla…