20.yüzyıldan itibaren hayatımıza girmeye başlayan plastik; esnekliği, dayanıklılığı, eşdeğer ürünlere göre ucuz oluşu ve kullanım kolaylıklarıyla hızlı bir şekilde kullanım alanını genişletti.
Artık bu ürüne hayatımızın her alanında rastlıyor, kullandığımız araçların birçoğunun plastik menşeli ürünler olduğuna tanıklık ediyoruz.
Ancak, plastiğin hayatımıza sağladığı kolaylıkların yanında birçok çevresel sorunu da beraberinde getirdiğini görüyoruz.
Okyanusların en derin yerlerinden, sıra dağların en yüksek tepelerine kadar plastik atıklarla dolu bir dünyada yaşamaya başladık.
Bu atıklar canlı popülasyonunu olumsuz yönde etkileyerek insanlığın geleceğini yok etmeye doğru gidiyor.
İnsanlık plastiği bu yoğunlukta kullanarak sanki kendi sonunu hazırlıyor ve karşılaşabileceği felaketin farkına varamıyor, ya da daha doğru bir tabirle farkına varmasına izin verilmiyor.
Milyarlarca dolar pazar payı olan bu ürünlerin üreticileri, insanlara kullan at, tek kullanımlık ürün gibi gizli, açık mesajlar sunuyor. Oluşturdukları kültürle plastik kullanımının daha hızlı bir şekilde artmasını ve bu sayede birkaç kezden fazla kullanılabilecek plastik bir mamulün tek kullanımdan sonra çöpe atılmasını sağlıyorlar.
Bu sayede daha fazla üretim ve daha fazla kazançla servetlerine servet katıyorlar. Doğa ve insana verilen zararın boyutu ile ilgili insanların düşünmesine bile fırsat vermiyorlar.
Acar Baltaş Hoca'nın
"Konfor alanından yüksek performans çıkmaz." sözünden hareketle; insanlara konfor alanı sunarak düşünme gücünü yok ediyorlar.
Çünkü bu pazar 600 milyar dolarlık bir pazar.
Sağlıcakla kalın...