Yürek sağır oldu tüm gürültülere /
Amansız cehalet dağda yatıp kalkmalara
doyamadı bir türlü yol kesen soysuzca eşkıyalıklara /
Esirleştirilmeyi allayıp pullamışlar al bakalım
" özgürlüktür " diye nârâlar atmışlar/
yeni dünya düzeninde saltanat bu demişler/
Hey bacım heey /
ne ara Kraliçe Kleopatra'lıktan
Tiktok kraliçeliğine be çare halde düşüverdin /
Tarihin tükürür yalakalıklarına/
Soylu ailendendin/ geçmişinle göz göze gelmekten hiç mi çekinmedin /
Bir ince sızıdır sarıyor tüm bedenimi/
Diken diken ediyor insan-ı ahvâlimi/
Mecrûh'um yara'm tımâr edilmeyi/
Maneviyatım ise Hatt-ı Muhakkak gibi muhkem bir kuvvette neşelendirilmeyi /
Bekliyorum /
Gözlerinin hemen ardında kasırgalar kopmuş/
Can evi meğer acı haykırışlara saklanmış/ Sessizliklere gömülmüş/
Suskunluklara mesken tutmuş/
Karabasanlar o leylak demetin dünyasını basmış /
Kör Vaveyla'ya hapsolan hayalleri yaralanmış /
Gamm-nâk'ın sahibeliğini üstlenmiş /
Ey Arakan'lı Kadın/
Sayhalarına her gece gökten ay kopuyor/
Ağıtlarıyla sızlanarak başını arza vuruyor/
Her ayan günde/
Güneş garp'tan doğup şarktan batıyor/
Yıldızlar kederle tek tek dökülüyor/
Felek-ül eflak dahi senin susturulmuş çığlıgından utanıyor /
O alınlarında secde izi olan güzel kadınlar
ölmeden kalleş bir ölüme fedâ edildiler/
Söz de kadın hakları savunucuları nerede/
Pehhh herkes işine geldiği gibi hele /
Bir filistinli kadının kalbinin hemen ötesindeki sokakta yangın var / Alevleri asumanı sardı/
Hiç durmaksızın kaç ölüm ilân etti acep, hemen yanıbaşındaki gözünden sakınamadıklarından/
komşuları feryatlara figan tutturdu/
şehri târûmar oldu/
Daha kaç ölüm günü gördü / yüzündeki hüzünlü buruşmalar /
Gerçek bağımsızlığı savunur o asil bakışlar/
Baharın eteklerine saçılan çiçeklerden mahrum kadınlar /
Ve fakat /
Rabbe teslimiyetin ve ümitin en gözdesinden reyhanlar ekerler /
Rahmet rüzgarı estikçe sarar rayîhalar/
şehirlerin güzîdesi Kudüs'ümde çiçekler kokar/
Yaşamı boyunca mum ve gazla iktifa eden
Ey Kenya'lı kadın !
Sîneme saplanan mızraksın her gün bitiminde / Gece örtü olurken üstüme/
Titrereyerek üşür durur ışıklar yine vicdanımın göbeğinde/
Nerede/
O ışıklar altında sabahlara dek iki lafın belini kahramanca kıran sözde medeniyetçiler /
Nerede/
O zengin/ özgün ve şaşalı görünümünün altındaki yarım sarhos eden cilâlanmış boşluklar/
Nerede/
Kendini tüm görkem ve ihtişamla sergileyen
o çok bilmişler /
Nerede/
Şahsiyetini ayyuka çıkarmaktan hakikatleri dosyalayıp tozlu raflara kaldırdılar/
Kullara dalkavukluk yapmaktan hatırlamaya alıkoydu nefsani çıkarlar /
Nerede o susturulmuş vicdanlar nerede /