İlk teravih ilk sahur diyerek başladığımız Ramazan ayının son teravih namazını kılacağız Çarşamba günü; ertesi gün yani Perşembe günü de son iftarını yapacağız.
Atalarımız “sayılı günler çabuk-tez geçer” demiş. Öyle de oluyor. Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da Ramazan ayı çabucak geçiverdi. Bir, iki, üç derken 27. gününe ulaştık.
Af ve mağfiret ayı Ramazan’da neler gördüğümüzü ve yaşadığımızı sizlerle paylaşmak istiyorum. Ramazan ayı arifesindeki hazırlıklara değinelim izninizle. Camilerimizde, toplu teravih namazlarının rahat bir ortamda, huzur içerisinde kılınabilmesi için bakımlar ve temizlikler yapıldı, eksiklikler giderildi, ışıklandırma ve ses sistemleri kontrol edildi. İstanbul’un tarihi yapıtlarından olan Ayasofya, Eyüpsultan camileri gülsuyu ile yıkandı.
Ramazana özel olarak çarşıya çıkıldı. Hurma başta olmak üzere sucuk, pastırma, peynir satın alındı. Ramazan sofralarının vazgeçilmezi pide çeşitlerinin fiyatları belirlendi. Oruç tutacak vatandaşları sahura kaldıracak Ramazan davulcuları mahalle mahalle ayarlandı.
Televizyonlar yayın akışını iftar ve sahur saatine göre güncelledi. Program yapımcıları ve sunucularla anlaşmalar sağlandı. Gazetelerde ise Özel Ramazan Sayfası ayrıldı. Belediyeler etkinlik takvimi tanzim etti. Bazı semtlerde toplu iftarlar için Ramazan çadırları kuruldu.
Demem o ki; Ramazan iklimini coşkuyla yaşayacak vatandaşlar ve cami cemaati için tüm hazırlıklar tamamlandı.
Bu yıl Ramazan’ı buruk karşıladık maalesef. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerden etkilenen 11 ilimizde bir nev’i kıyamet koptu. Taş üstünde taş kalmadı, yüzlerce bina yıkıldı, binlerce ev asrın felaketinden etkilendi. Canlarını kurtarmak için oturdukları dairelerden kendilerini sokağa atan vatandaşlar âdetâ mahşer gününü yaşadı. Ellibinin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti. Üzüldük, hem de çok. Kahrolduk milletçe.
Deprem bölgesindeki vatandaşlarımız Devlet-Millet elbirliğiyle kısa sürede konteynerlere, çadırlara, yurtlara yerleştirildi, barınma ihtiyaçlarının çoğu sağlandı, güvenli bölgelere geçici olarak yerleştirildi. Bölgeye olan destek ve yardımlar aralıksız sürdü.
Depremde yakınlarını kaybedenler, evleri yıkılanlar, açıkta kalanlar afet bölgesinde Ramazan’ı buruk karşıladı, hüzün mevsimini yaşar oldu.
Depremlerin yıktığı, sellerin alıp götürdüğü şehirleri Devletimiz yeniden inşa edecek, ayağa kaldıracak inşallah.
Peygamber Efendimizin (SAV), Veysel Karani’ye emaneti olan ve Fatih’teki Hırka-i Şerif Cami’de muhafaza edilen Hırka-i Şerif ramazan ayının ilk cuması evvelinde du’âlarla ziyarete açıldı.
Fatih Cami avlusunda açılan Kitap ve Kültür Fuarı’nda kitapseverler eski-yeni binlerce kitaplarla buluşturuldu. Ramazanda kitap şöleni yaşandı.
Kahramanmaraş ve Adıyaman’da yıkılan ya da ağır hasar gören camilerin bahçelerine çadır mescitler kuruldu. Ramazan ayının önemli ve güzel geleneklerinden mukabele bu çadırlarda okunmaya başlandı. Bugünlerde indirilen hatimlerin du’âsı yapılıyor.
Yüzlerce kişiyi buluşturan ve birlik ruhunu pekiştiren geniş katılımlı iftar yemeği geleneği bu yıl da sürdü.
Bin aydan daha hayırlı olan, Kur’an’ın indiği Kadir Gecesi coşkuyla karşılandı. Merkezdeki selatin camilerine akın eden vatandaşlar gecenin ilerlemiş geç saatine kadar ziyaretler gerçekleştirdi; Kur’an-ı Kerim okudu, nafile namazlar kıldı, du’â etti.
Uzun süredir restorasyon-yenileme çalışmaları süren Sultanahmet Camisi bayram namazı ile birlikte yeniden ibadete açılacak.
“Hoş Geldin Ya Şehr-i Ramazan!” la karşıladığımız rahmet, mağfiret ve bereket ayını bugün “Elveda Ya Şehr-i Ramazan!” diyerek uğurlamanın son demini yaşıyoruz.
Biliyorum içimiz buruk; kaybettiğimiz, toprağa verdiğimiz vatandaşlarımızın acısını yüreğimizde hissediyoruz.
Neş’emiz olmasa da oruç ibadetinin şükrü olan “bayram sevinci” kapının ardında bizleri beklemekte...